BU GİDİŞ NEREYEDİR, YAPMA BE ARKADAŞIM?
Hasan Demirci
12 Nisan 2020 Pazar 15:07
Sokağa çıkma yasağı ile ilgili hayli sıkıntılı bir durum çıktı ortaya. Sokağa çıkma yasağı olan büyükşehirlerimizde, ölümü açlığa tercih ettik resmen. Sıkıntılı bir süreci bir hayli daha sıkıntıya sokmuş olduk. Küreklerle beraber açtığımız yolların üzerine çığ düşürdük sanki. İki günlük sokağa çıkma yasağı geldi yetkililerin yanlış yatığını söyledik. Evet, süreç iyi yönetilemedi, yetkililer yanlış yaptı ve biz bunu anladık. Peki, o zaman neden bir yanlışa başka bir yanlışla karşılık verdik. Sağlık bakanımızın dilinde tüy bitti, İzole olun, 1,5 m sosyal mesafeyi koruyun, dışarı çıkmayın diye.
Peki, biz ne yaptık.
Açlıktan öleceğimizi düşünerek dışarı fırladık, ölmemek için açlığımızı gidereceğiz diye, Ölüme davetiye çıkardık.
Kendimize niye sormadık
"Nereye Gidiyorsunuz" diye. Dışarı çıkılmayacağını bile bile.
YANLIŞLIKLARA YANLIŞLARLA KARŞILIK VERİLMEZ
Bu iki günlük yasak habersiz ve ani oldu diye eleştirilir tabi ki. İki günlük aç kalmak ölümden daha mı beter. İnsan hiç bir şey yemese iki günde açlıktan ölmezdi. Sosyal medyada gördüğümüz kadarıyla insanlar gece tam 23.59 da dikişli top almış, kola almış, pasta filan, bilmem neler almış. Bunlar için insan kendisini bu kalabalığın içerisine sokar mıydı? İbret ve ders almamız gerekiyor. Neden bu kadar rahat söyleyebiliyorum, haberi duyduğumda evimden telaşla sokağa çıkmadım, panik yapmadım. Rahat olun, devletimiz bizi yaşatmak için bu tedbirleri alıyor. Öldürmek için değil. Şayet aksi olsaydı evinize girin der miydi?
Kırklareli İl Müftümüz Sn. Hüseyin Demirtaş hocamızın, halasının yaşadığı bir hadise bu günümüzü özetler mahiyette.
HATİCE HALAMIZIN MEŞHUR CEVABI !
"Siz kendi kendinize de demediniz mi, biz nereye gidiyoruz! "
Hatice halam, Allah cc sıhhat afiyet versin kendisi 90 yaşında Trabzon’da yaşamaktadır.
Dün akşam, bir kısım vatandaşların sokağa çıkma yasağı öncesi, korona tedbirlerinin hilafına birbirlerine girmesini görünce halamın hikâyesi aklıma geldi.
Yıllar önce, köyde elektriğin olmadığı bir zamanda, aşırı kar yağışının bastırdığı bir gecede, akrabalardan 4-5 kişilik bir grup, uzak mahalledeki halamın evine sohbet etmek için yola çıkmışlar. En az yarım saatlik yol. Karanlığın bastırdığı anda Tak..tak ..! diye kapıyı vurmuşlar.
Halacığım, tam yatma vaktinde, çok yorgun olduğu vakitte ve kimseyi hiç beklemediği bir vakitte misafirlerin geldiğini görünce kapıyı açmış, gruba şöyle tepki vermiş:
- " Bu saatte kimse size, nereye gidiyorsunuz oturun evinizde..! diyen olmadı mı? ".demiş. !
▪ Misafirler demişler ki:
- Hayır, kimse bir şey demedi, demişler.
▪︎ Bu sefer halam demiş ki;
-" Kimse size bir şey demedi. Anladık, siz kendi kendinize de demediniz mi, bu karakışta, bir yere gidilmez! Evde oturalım."
Halacığım, yapılan eylemin yanlış olduğunu nüktedan bir eda ile vicdanlara hissettirerek anlatmış.
Hatice halamızın ellerinden öpüyor kendisine afiyetler diliyoruz. Hayat dersi vermiş resmen.
Artık söylenmeyi bırakma, bir birimize laf yetiştirme zamanı değil. Artık neyin ne olduğunu bilmeyen kalmadı. Virüs salgını zengin fakir, rütbeli rütbesiz, amir memur, kadın erke, genç yaşlı demeden can almaya devam ediyor, Bu büyük tehlikenin boyutlarını her gün yetkililerimiz, sağlık bakanımız açıklıyor.
HİÇ BİR MUSİBET KALICI DEĞİLDİR
Bir kerede hiç olmazsa kendi sağlığımızı koruyarak devletimize yardımcı olalım.
Bu günler elbette bitecek, Çünkü sünnetullahtandır, hiçbir bela ve musibet daim olmamıştır. Her zorluktan sonra bir kolaylık gelmiştir. Her zaman Ahmetler, rahmete dönüşmüştür.
Allah cc Kuranı Kerimde “Allah sabredenlerle beraberdir” buyurmadı mı?
Biraz sabrı öğreneceğiz, zor olsa da. Her daim sabırla ve namazla Allahtan yardım isteyeceğiz, dua edeceğiz ki bu belayı ve musibeti bizden kaldırsın.
Kulluğumuzu hatırlarsak Allah cc bize sahipsiz olmadığımızı gösterecektir. Buna inanalım.
Sağlıklı güzel günlerde buluşmak dileği ile…
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.