BOSNA’DAN BAKINCA!

Talat Yavuz
17 Mart 2025 Pazartesi 18:21
Eğitim Sen’in sapkınlık dersi yapma girişimi ile başlayan, il ziyaretlerimiz ve eğitime dair diğer tartışmalarla yoğun ve hareketli geçen bir haftanın ardından, Cumartesi akşamı iftarı Bosna’da, Saraybosna’ya iki saat uzaklıkta, kritik bir bölgede yaptık.
Savaşın ardından Bosna’da barış yapıldı ancak, aldığımız bilgilere bakılırsa, kurulan hilkat garibesi devlet sistemi yüzünden, dengelerin alt üst olduğu, orman kanunlarıyla dünyaya nizam verilmeye çalışıldığı bu günlerde, yeni kargaşanın, belki de yeni bir savaşın ayak sesleri geliyor.
Sınırları on metre mesafelerle kurulmuş iç içe kantonlar, kantonların üstünde BM yetkilisi ve her kargaşayı lehine çevirmeyi başarmış Sırplar. Bugünlerde parçası olduğu Bosna Devletini tanımayan, tamamen oldubitti yaparak orman kanunu düzenine geçmiş Sırp yönetimi.
Amaçları Sırbistan’a katılmak ve kendi kantonlarındaki Boşnakları sürmek, eritmek, yok etmek. Böyle ata yadigârı bir coğrafyadan ülkemize bakınca, siyaset, ekonomi, dış politika, tarih, teknoloji birçok şeyler söylenebilir ancak biz eğitim alanında kalarak düşüncelerimizi paylaşalım.
Bir umut ve güven abidesi haline gelmiş ülkemizdeki tartışmalar da bu duruma uygun veya buna ivme katacak tartışmalar olmalı diye düşünüyor insan. Tam da burada soralım Eğitim Sen yöneticilerine, ülkemiz, bölgesinde geleceğe dair bel bağlanan bir ülke konumuna gelmişken toplumu çürüten, aileyi bozan, geleceğimizi yok edecek LGBT savunuculuğu ile ne elde edeceksiniz?
Yetişmiş insan kaynağınız yoksa en modern silahlar bile devletleri ayakta tutmaya yetmezken, bir eğitim sendikası olarak, gençlerimize sunduğunuz ufuk bu mudur?
Laik, bilimsel eğitim diye diye ulaştığınız mertebe bu mudur? Sapkınlığı yaygınlaştırma gayretinizle girdiğiniz sınıflarımızda çocuklarımızın yüzüne nasıl bakabiliyorsunuz?
Kendi üyeleriniz bile yaptığınız işi savunamıyor, görmüyor muşusunuz? Bosna’dan bakınca eğitimde yapılacak çok işimiz var diye düşünüyor insan. Tarihini, coğrafyasını, değerlerini bilen, atasını tanıyan, ülkesinin daha güçlü olması için çırpınan gençlere ihtiyacımız var diye düşünüyorsunuz. Yapılanların önemli ancak yetersiz olduğu içinizi burkuyor ve yeniden kuruyorsunuz saatin zembereğini.
Tam da burada il ziyaretlerimiz, ders aralarındaki sohbetlerimiz ve değerlendirmelerimizden hareketle, öğretmenlerimiz ve üst yöneticilerimize seslenmek istiyorum: Kaymakamlarımız, valilerimiz, bakanlık üst yöneticilerimiz, şu satırları duyan hepiniz, gelin şu yaptığınız projelerden vazgeçin, erteleyin, iptal edin, unutun. Bırakın öğretmenler yapsın, siz yapmayın. Üzerine çok titrediniz, biliyoruz hepiniz çok iyi niyetlisiniz, ancak okulları boğdunuz, kadroyu yordunuz, kendi asıl işlerini yapamaz hale getirdiniz. Yapmayın, etmeyin, vazgeçin, bırakın, proje değil eğitim yapsınlar.
Projeden muradınız neyse yeni müfredatın içine dahil edilsin, oraya önerin. Öğretmenlerimiz, siz de olup bitenin farkında olun. Emek verdiğiniz, üzerine titrediğiniz, hayata atıldığında ülkesine nasıl güzel hizmetler yapacağını şimdiden gördüğünüz öğrencilerinize sahip çıkın.
Eğitimde yapılması gerekenleri yüksek sesle hep birlikte söyleyelim: Bence bugün eğitimin tek gündemi, eğitimcilerin de tek projesi olmalıdır.
O da, “Köklerden Geleceğe” diyerek yola çıkan ve “erdem, değer, eylem” çerçevesiyle yeni müfredat olmalıdır. Yeni müfredatın eksiklerini tamamlayarak, katkı sunarak; tarihini bilen, değerlerini kuşanmış, teknolojiyle barışık yeni nesiller yetiştirelim.
Yoksa yarın üzüleceğiz. Bosna’da, Filistin’de yapılan soykırım telafi edilir, eğitimde işlenecek cürmü telafi etmeye zamanımız olmayacak korkarım. İftar programına katıldık, ülkemizin artık çok daha güçlü olduğunu, yanlarında olduğumuzu söyledik. En büyük alkışı da buradan aldık.
Güzel duygularla döndük ve yeni haftaya başladık. Bosna’dan bakınca, Türkiye, Türkiye’den büyüktür diyor insan.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi