18 Ekim 2024
  • İstanbul13°C
  • Ankara4°C

BİR BAK, GÖRÜRSÜN!

Coşkun Otluoğlu

13 Kasım 2016 Pazar 14:49

Bir kuş cıvıltısı, bazen bizlere ne güzel bir nimettir. Bunun güzel bir şey olduğunu hayatın gailelerinden kaçmış kaç insan bilebilir? Belh Hükümdarı İbrahim Ethem Hazretleri gibi bugün kim olabilir? Elinin tersiyle bütün malı, mülkü, serveti, şanı, şöhreti, tahtı, içindeki dinginliği bulabilmek için bugün kim bunları reddebilir?

            Bugün nasıl ulaşmak lazım göklere? Şair demiş işte diyeceğini:

               “Yağmur duasına çıksaydık dostlar

               Bulutlar yarılır gökler açardı

               Şimdi ne ihtimal ne imkân var

               Göğe hükmetmekten kolay ne vardı

               Yağmur duasına çıksaydık dostlar”

Bir yıldızı, görmeyen gözler, gökyüzünü unutan yüzler, nasıl bir hülyanın rüyasını görecek? Mucizeler var; bir bebeğin doğumu gibi. Bir gözün içine dünyaların sığdığı gibi. Bunu görmeyen ve yüz binlerce insanı öldüren nice zalimler var.

“Rab’bini bilen, kendini bilir.” Veya “Kendini bilen Rab’bi’ni bilir.

Marifet bu. Bundan gayrisi boş laf. Bütün mesele bu. Neresinden bakarsanız bakınız bunun dışındaki bütün tezler, bütün düşünceler, bütün izimler oyalamaca, kandırmaca.

Şahsiyeti yok. Bir davası yok. Bencilce. Kendinden olmayanı haince yok etmek istiyor. Bu tavır nasıl Rab’bini bilecek? Bu isyan nasıl bir kuş cıvıltısının Rab’bimizin bize nimeti olduğunu fark ettirecek? Bir bebeğin bir mucize olduğunu nasıl görecek? Kendi kör kalbinden gökyüzü ile temasa geçebilmeyi nasıl anlayacak? Rab’bini bilmeyen kendini nasıl bilecek? Kendini bilmeyen nasıl Rab’bini bilecek?

“Asra yemin olsun ki bütün insanlar hüsrandadır. Ancak iman edenler, salih amel işleyenler, Hakk’ı ve sabrı tavsiye edenler müstesna.” (Asır Suresi)

Dön bak kendine. Neredesin? Kiminlesin? Ne yapıyorsun?

İnan ki bir gün seni de sınarlar. Sanma ki en uyanık sensin.

Bugün sokaklar, metrolar, belediye otobüslerinin içindeki insanların yüzlerine bir bak. Akşam evinin sıcaklığına trafik keşmekeşinden kaçan insanlara bir bak. Onların yorgun ve solgun yüzlerine bir bak. Bir bak da gör bakalım bu yüzler kaç zamandır bir yıldıza bakmıştır? Hastanelerin ilaç kokan koridorlarından bir bak. Acil servislerinin önünde kuyruk olmuşların yüzüne bir bak.

Bir bak, görürsün.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.