BİLGE KRAL’IN SAHİP ÇIKABİLECEK OLANA BİR TAVSİYESİ
Diyar-ı Garptaki mazlum Evlad-ı Osmanlı’nın gölgegâhı olmuş ulu bir çınardı Aliya İzzetbegoviç. İslam’a duyarlı bir ailede neşet etmiş, eğitimini bir Alman lisesinde tamamlamış, bilimin olmazsa olmazı " disiplin” ile yoğrulmuş bir aydındı Aliya İzzetbegov
01 Kasım 2016 Salı 15:46
BİLGE KRAL’IN SAHİP ÇIKABİLECEK OLANA BİR TAVSİYESİ
Bayram BİLİR
Diyar-ı Garptaki mazlum Evlad-ı Osmanlı’nın gölgegâhı olmuş ulu bir çınardı Aliya İzzetbegoviç. İslam’a duyarlı bir ailede neşet etmiş, eğitimini bir Alman lisesinde tamamlamış, bilimin olmazsa olmazı " disiplin” ile yoğrulmuş bir aydındı Aliya İzzetbegoviç. Daha gençlik yıllarında göze çarpmaya başlamıştı girişkenliği. Eğitim ve hayır faaliyetleri denildiğinde öncülerdendi Aliya İzzetbegoviç. Boş durmuyor "Müslüman Gençler Kulübü"nü kuruyordu gençlik yıllarında. Nitekim II. Dünya Savaşında herkesin dikkatini de çekiyordu Begoviç'in kulübü.
Ve geçen yıllar biriktiriyordu Begoviç'in yaşantısında acı tecrübeleri. Yıllar, şakaklara karlar yağdıran yıllar... Durmuyordu Begoviç. Her olayın ardından kalemiyle, gelecek nesillere fısıldıyordu. Seksenli yıllarda oğlu tarafından "İslam Manifestosu" adıyla taplanıyordu evrak-ı ebedî ve edebîleri.
Tanıtım bölümündeki cümlelere bakalım: " Bugün kamuoyuna sunduğum bildiri; yabancılara ve şüphe içinde olanlara, İslam’ın şu veya bu sistemin, şu veya bu düşünce grubunun üzerindeki üstünlüğünü ispatlayacak bir metin değildir." Cümledeki inceliğe bakar mısınız? Davasındaki haklılığın verdiği üslûp ile. Devam ediyor suret-i beyza; "Bildiri, hangi tarafta olduklarını apaçık bir biçimde kaplerinde hisseden ve nereye ait olduklarını bilen müslümanlara yöneliktir. Bu gibi insanlar için bu bildiri, onların sevgisi ve aidiyetinin ne gibi görevler yüklediği hakkında gerekli sonuçların çıkarılması için bir çağrıdır." Elini vicdanına koy, hisset, sonra düşün. Sor, sorgula, silkelen, kendine gel ey şebab-ı müslim...
Ve şaşırılmayacak bir sonuç: Muktedir düzenin olaya yüklediği anlam ile, "Avrupanın göbeğinde radikal İslamî düzen yapılanmasına teşebbüs" gerekçesiyle 14 yıl hapis.
Ancak unutulan bir şeyler vardı. Asırlar öncesindenden tekmil insanlığa hitap olunmuş bir kelamın sağlaması vücud buluyordu Evlad-ı Osmanlı topraklarında. "Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz bir şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz." (Bakara, 216)
Bu mahkûmiyet onun kitabının bütün Bosna'da duyulmasına ve tesirini göstermesine vesile olmuştu. Herkes bir şekilde ulaşmaya çalışıyordu mezkûr kitaba. Olaya bakar mısınız?
Kitabın müellifi içerde ve insanlar, psikolojik olarak anlatılanları hissedebilmek içindir belki, muhtelif yollarla kitabı elde etmeye çalışıyor. Fikirleriyle Medrese-i Yusufiye hayatı yaşayan Begoviç başka başka yaklaşımlarla da fikirlerine yeni sentezler kazandırıyordu. Fikirlerinin tek gayesi vardı. O da "İslam’ı sade şekilde yaşayan nesillere kazandırmaktı". Nihayetinde, çıkan bir afla, 5 yılın sonunda serbest kalıyordu Begoviç.
1990 yılında cumhurbaşkanı seçiliyor. 6 yıl süren cumhurbaşkanlığı, tarihte kara bir leke olarak kalan katliamlara denk geliyor.
Haklısın, ama kulakları sağır edecek seslerden gelmeyen derin sessizlik. Kısılan gözleri şu sözüyle açmaya çalışıyor. "Ve her şey bittiğinde hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sükûtu olacaktır".
Katledilmiş 250 bin can, yerinden edilmiş 1 miyonu aşkın beden... Ve bu kadar acıyı her an damarlarında hissetmiş bir lider, Bilge Kral Aliya İzzet Begoviç.
Yürüdü, 13 yıl önce ebedî yurduna dualarla, ardından edilmiş hayırlı yâdlarla.
Bugünlerde herkes ondan bahsetti. Herkes kendince ondan birşeyler paylaştı yazdı-çizdi.
Bir gün herkes dar veya geniş dairede bir yerlere çoban, avam ifadesiyle iktidar olacaktır. Melik halkına, erkek karısına, kadın çocuklarına iktidar olacaktır... En muhteşem sözüdür benim için, - isteyen sosyal medyada paylaşmıştır, isteyen çerçeveletip duvara asmıştır, isteyen de suya ıslamıştır- sahip çıkabilecek olana. " İktidara gelirseniz, hal ve hareketlerinize dikkat edin. Kibirli olmayın, kendini beğenmişik etmeyin. Size ait olmayan şeyleri almayın, güçsüzlere yardım edin ve ahlak kurallarına uyun. Unutmayın ki sonsuz iktidar yoktur. Her iktidar geçicidir ve herkes, er ya da geç, önce milletin ve nihayet Allah'ın önünde hesap verecektir". Dedim ya; sahip çıkabilecek olana.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.