BAZI EĞİTİM MÜFETTİŞLERİ İSTİKLAL MAHKEMELERİNE RAHMET OKUTUYOR!
Ali Yalçın
İstiklal Mahkemeleri yargısız infazlarla hafızalarda iz bıraktı. Hele asalım da, gerekirse, sonra gerekçeyi yazarız ya da mezardaki adamı çıkarıp ipe çekme gibi adalet sisteminde izan ve vicdandan yoksun uygulamalarla hafızalarda ve yakın tarihte tamiri mümkün olmayan derin izler bıraktı. İskilipli Atıf Hoca filmini izleyip de içi daralmayan ve sonunda ağlamayan var mı sizce? Cumhuriyet tarihinde adalet sisteminin en fazla yara aldığı dönem “İstiklal Mahkemeleri” dönemidir.
Ben Milli Eğitim Bakanlığı’nda bazı eğitim müfettişlerinin yaptıklarının İstiklal Mahkemelerini arattığını iddia ediyorum. Bu cümleyi çok ileri bulanlar çıkacaktır. Eğitim müfettişi arkadaşlarımdan özür dileyerek ısrarla “bazı eğitim müfettişlerinin” yürüttükleri soruşturma dosyalarının tekrar gözden geçirilmesini ve eğitim müfettişleri aleyhine oluşan olumsuz kanaat dalgasının önüne geçilmesini öneriyorum.
7 yıldır sendika yöneticisiyim ve sayısız mağduriyet içeren şikâyetler ile ilgilendim. Sendika avukatları vasıtasıyla hukuki destek verdiğimiz vakıaları saymaya kalksam toparlayamam. Bu işimizin bir parçası ve mağduriyetleri engelleyebildiğimiz kadar görevimizi de yapmış oluyoruz. Fakat beni çileden çıkartan ve bu kadarı da olmaz kardeşim dedirten iki olaydan söz edeceğim. İlki, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü İlköğretim Müfettişleri Başkanlığı tarafından görevlendirilen iki eğitim müfettişinin Sultanbeyli Ahmet Yesevi İlköğretim Okulu’nda yürüttüğü inceleme-soruşturma dosyasıydı. Şikâyet edilen kişinin şikayet konusu işlemlerinin incelenmediği, buna mukabil kişinin ödüllendirildiği, fakat şikâyet ve şahitlik edenlerin çanına ot tıkandığı, insanların adalet duygularının katledildiği, en hafif tabirle bir cinayet… Beni en fazla etkileyen olaydı diyebilirim. Okulun önünde istisnasız her gün eylem yapma kararı almıştım; okul ve eğitimciler hakkında halkta oluşturacak itibar kaybını dahi göze almaktan çekinmeden. Fakat İstanbul Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız Bey’in dosyayı inceledikten sonra, ‘bu kadarı da fazla’ diyen yaklaşımıyla mağduriyetlerin kısmen önüne geçmesi beni frenlemişti. Eğitim müfettişleri ‘nasıl suçluyu haklı, haklıyı da suçlu gösterebilir’ diye sorulsa, sanırım ilk aklıma gelen örnek diyebileceğim bu olayın etkisini uzun süre üzerimden atamadım. Unutulmasının mümkün olmadığını, sadece küllenmiş olduğunu şimdi anlıyorum. Ankara’da yapılmış yeni bir dosyayı incelediğimde, aklıma hemen Sultanbeyli Ahmet Yesevi İlköğretim Okulu Müdürü hakkında yapılan şikâyeti inceleyen eğitim müfettişlerinin, tam tersi kararla, vicdanları kanatan dosyası geldi.
Bakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı bu yazımı ihbar kabul ederek Bakanlık Müfettişi görevlendirerek, bana göre, yapılmak istenilen cinayete el koymalıdır.
Okul Aile Birliği Başkanı olan kişinin yeni gelen okul müdür vekiline tavır alması nedeniyle Okul Aile Birliği toplantılarını askıya alması, okuldaki iş ve işlemleri kilitlemeye kalkması ve sonrasında okul müdürünün yazılı tebligatla Okul Aile Birliği’ni toplantıya çağırmasıyla gelişen sürecin faturasının okul müdürüne kesilmesi… Okul Aile Birliği Yönetmeliği’nde, birliği kimin toplayacağına, birlik yönetimi toplanmıyor ve işler sarpa sarıyorsa, ne yapılacağına dair boşluk olmasına aldırmadan niçin birliği yazıyla toplantıya çağırdınız diye okul müdürüne KINAMA…
15.09.2010 tarihinde okulun temizlik işlerini alan şirketin ve dönemin müdürünün imzalaması gereken sözleşmeyle ilgili 23.12.2010 tarihinde okulda göreve başlayan müdür vekilinin sorumlu tutulması. Eylül, Ekim Kasım, Aralık aylarında hak edişlerin hangi sözleşme hükümlerine göre ödendiğinin sorgulanmayıp 4 ay sonra göreve gelen müdür vekiline, ‘niçin temizlik şirketine sözleşme imzalamadın’ sorusunu sorulması ve 1/30 oranında AYLIKTAN KESME…
Okul Aile Birliği bilgisi dışında güvenlik elemanı alındığı ve maaşının 300 TL’sinin Okul Aile Birliği’nce ödenmesi için talimat verildiği iddiasında, herhangi bir talimat, hiçbir yazılı belge ve kayıt olmadığı halde, Okul Aile Birliği ödemelerinde böyle bir ödentiye rastlanmadığı halde ceza kesiliyor. Genç okul polisinin yerine yaşlı okul polisi geldiğinde, ‘müdür bunu güvenlikçi olarak işe aldı’ denilerek üretilen dedikoduda sübuta erdiğine dair hiçbir belge, bulgu ve ödenti olmadığı halde sübuta ermiştir denilerek 1/30 oranında AYLIKTAN KESME…
Okulun kapalı spor salonunda çalışma yapan ticari spor kulübünün sözleşmesini Okul Aile Birliği başkanından isteyen okul müdür vekiline, “Sen kimsin ki benden soruyorsun, haddini bil, senin başkanınım” diyen ve telefonu yüzüne kapatan Okul Aile Birliği başkanına hitaben yazılan resmi talep yazısına dahi cevap verilmemesine bakmaksızın, ilçeye yazılı olarak sorulan “Sözleşme yapıldı mı” sorusuna cevabi yazıda, “Sözleşmesi yoktur” denilmesinden hareketle ‘sözleşme yapmalıyız’ diyen ve yasal sorumluluğu yerine getirmeye çalışan müdür vekilinin canına okuyarak, ‘sen kimsin ki bu işlere çomak sokuyorsun’ dercesine AYLIKTAN KESME…
Okulda wireless kablolama işleminde teklifler, kararlar, muayene teslim alma tutanağı ortada olduğu ve yasal prosedür işlediği halde belgelere itibar etmeyip, işin verildiği tarihte müdür yardımcısı olan kişiye daha sonra müdür vekili olduğu dönemde sorumlu muamelesi yaparak bir yıl süreyle KADEME İLERLEMESİNİN DURDURULMASI…
Toplantılar yapmayan, okul müdürlüğü tarafından yazılı davet edildiği halde, tabiri caizse, iplemeyen Okul Aile Birliği’nin keyfi geldiğinde; okul müdür vekilinin önüne, nereye harcanacağı belirtilmeyen, kararı olmayan 1.500 TL’lik para çekme yazısına imza atmayacağınızı beyan ederek, okul ortamını huzursuz ettiğinizden KINAMA…
Okul Aile Birliği, okul müdürünün üzerinde bir kurum olmadığı, yardımcı bir birim olduğu halde okul müdür vekiline, ‘Okul Aile Birliği toplantısına katılamadığınız için’ KINAMA…
Okul-Aile Birliği Toplantıları yapmayan ve okulda süreci tıkayan yönetime üç defa iadeli taahhütlü yazılı tebligat gönderen, okul panosunda ilan eden ve süreç tıkandığı için üyelerin toplantıya dört sefer katılmadığı sabit olduğu halde, Okul Aile Birliği Yönetmeliği hükümlerini uygulayıp üç toplantıya katılmayan üyenin üyeliğini düşürdüğünüz için MAAŞ KESİM CEZASI…
Neyse, dahası var ama ben yazamayacağım. Darlanmaya başladım. Dosyanın hiç bir yerinde, ‘menfaat elde etti. Yedi, çaldı, çırptı’ iddiası yok. Okulu ileri götüremedi iddiası yok. ‘Başarılı işlere imza attığını’ tanıklık edenler söylüyor. Okula kazandırdıklarını gidip okulda incelemek gerekir. Neyse, konuya dönecek olursak, nihayetinde müdür vekilliği ve kadrosunun bulunduğu okuldaki müdür yardımcılığı görevlerinin de üzerinden alınmasını içeren bir de idari teklif var. Bu dosya, Çankaya Kılıçaslan Lisesi ile ilgili yürütülen ve incelendiğinde, ‘gerçekten bu kadarı da olmaz’ denilecek türden bir dosya. Müdür vekili Mehmet Altındağ’a, ‘sen hangi günahı işledin ki, Allah seni böyle bir imtihanla sınıyor’ demekten kendimi alamadım. Sana kim ‘işleyen düzene çomak sok’ dedi.
“Bu arkadaş bulunduğu yerin Çankaya olduğunun farkında değil, orada rayiçler yüksek” diyen dostum ne kadar doğru söylüyor bilemiyorum. Ama Bakanlık Teftiş Kurulu bu dosyayı mutlaka incelemeli ve gerekirse yeniden yapmalıdır.
Sizce bu müdür vekiline ne denmiştir? Siz kafa yormayın, ben söyleyeyim: Git kardeşim mahkemede hakkını ara!
Peki, okurken ve delilleri incelerken darlandığım dosyayı yapan(!) mesleki salahiyeti hakkında dosyayı inceleyecek olan Bakanlık müfettişlerinin cümle kurabileceği müfettişler ne olacak? Ha, onlar mı? Onlar yeni bir dosyayı yapmanın(!) peşindedirler. Hatalı işlem yapan idari görevliler hakkındaki iddiaları eğitim müfettişleri soruşturuyor. Peki, soruşturmanın denetimi aynı titizlikle yapılıyor mu? İşte orası şüpheli…
Et kokarsa, tuzlarsınız; peki, tuz kokarsa ne yaparsınız?
Allahım aklımıza mukayyet ol.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.