21 Kasım 2024
  • İstanbul14°C
  • Ankara17°C

BAYRAM YAZISI!

Edib Ahmet Ceylan

27 Nisan 2023 Perşembe 17:41

           

Can bula cananını, bayram o bayram ola,

Kul bula sultanını, bayram o bayram ola,

Hüzn-ü keder def ola, dilde hicap ref ola,

 Cümle günah af ola, bayram o bayram ola.

                                     Alvarlı Efe Hazretleri (1)  

           Milletimizin en önemli değerlerinden biri olan sevgi, saygı ve kardeşlik duygularıyla, yardımlaşma ve dayanışmanın en üst seviyeye ulaştığı Mübarek Ramazan Bayramı'na ulaşmanın huzur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Kutlu olsun.

              Bayramlar, paylaşma, yardımlaşma ve dayanışma günleridir. Öyleyse yetimlerin, öksüzlerin ışıl ışıl gözlerine bayram sevinci taşıyalım. Muhtaca, mağdura, kimsesize el uzatıp, onlara da bayramın huzurunu ve mutluluğunu tattıralım. Bayramın coşkusunu, hanelerimizden başlayarak, binalarımıza, mahallelerimize, şehirlerimize, ülkemize ve tüm dünyaya taşıyalım. Yeryüzündeki bütün mazlum ve mağdur kardeşlerimizin huzurlu bir bayram yapabilmeleri için dua edelim. Dua edelim ki bayramımız bayram olsun.

              Bayramlar, birlik, beraberlik ve kardeşlik günleridir. Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de “Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin.” (2)   buyurmaktadır. O halde bugün dargınlıklara, küskünlüklere son verelim. Bir mümin olarak başta ailemiz olmak üzere dargın olanların arasını düzeltmek için çaba gösterelim. Şefkat ve muhabbetle yüreklerimizi birbirimize açalım. Birlik olalım, kardeş olalım, kardeşler topluluğu inşa edelim. Edelim ki, bayramımız bayram olsun.

           Bayramlar, sevinç ve kederlerimizin paylaşıldığı, birlik, beraberlik ve dayanışmamızın pekiştirildiği, insani ve dini hassasiyetlerle ihtiyacımız olan bütün güzelliklerin birlikte yaşandığı dayanışma günleridir.

           Bayramlar, fıtratımızla buluşma günleridir. Birbirimize gönlümüzü açma, sevincimizi paylaşma günleridir. Kardeşliğimizi pekiştirme, yüreklerimizi birleştirme günleridir. Bayramlar, dilleri renkleri ve coğrafyaları farklı; imanları, gönülleri ve duaları aynı Müslümanların vahdet şuuruna erdiği anlardır.

           Rahmet, bereket, mağfiret, af ve bağışlama ayı olan Kur’an ayını geride bıraktık. Bütün dünyada iman dolu gönüllerle, huzur içinde mübarek bir Ramazan Bayramını idrak etmenin mutluluğu içindeyiz. Yalnız Türkiye olarak değil bütün İslam Âlemi olarak, özellikle de mukaddes topraklarda milyonlarca Müslümanın tek bir Allah'a inanmanın sevgili peygamberimiz (s.a.v.) gösterdiği hidayet yolunda olmanın sevinci içinde bu büyük günü kutluyor. Mübarek olsun.

              Ramazan ayının gündüzünde ve gecesinde orucunda teravihinde Rabbimizin rızasını aramaya gayret ettik. İbadetlerimizi ve iyiliklerimizi çoğaltmaya sabrımızı ve tövbemizi artırmaya Kuran’la beslenip takva elbisesini kuşanmaya çalıştık. Mukabelerle Peygamberimiz (s.a.v) in sünnetini ihya ederken iftar sofralarında lokma- larımızı sevdiklerimizle ve ihtiyaç sahipleri ile paylaştık. Zekât ve sadakalarımızın bizi mal tutkusundan dünya hırsından arındırılmasını niyaz ettik. Tekbir ve salâvatların yükseldiği camilerimizde ümmet olmanın coşkusunu yürekten hissederken itikâfla

kulluk bilincimizi tazeledik. Geçen yıllarımızın muhasebesini yaptık. Hata ve günahlarımızdan tövbe ettik. Rahmanın affına sığındık. İşte böylesine feyizli, böylesine bereketli bir ayın bayram sabahının mutluluğunu yaşıyoruz.

Bayramlar, ibadettir, selâmdır, duadır, sıla-i rahimdir, ülfettir, kardeşliktir. Bayramlar, dünya telaşından kimi zaman ihmal etiğimiz büyüklerimizi,

akrabalarımızı, dostlarımızı ve komşularımızı hatırlamak demektir.

           Bayramlar, yetimlerin başını okşama, kimsesizlerin kapısını çalma, muhtaçların yüzünü güldürme, hastalarla hemhal olma zamanıdır.

           Ramazan’ı fırsat, bayramı mükâfat bilelim. Birbirimize sofralarımızı açtığımız gibi gönlümüzü de açalım. Küskünlüklere ve dargınlıklara son vererek güven ve samimiyet köprüleri kuralım. Önce biz adım atalım, gelmeyene gidelim, aramayanı arayalım. Kine, öfkeye, hasede, fesada sırtımızı dönerek birbirimize sarılalım.

           Gelin, bu bayram anne ve babalarımızın duasını alarak, Cennete açılan kapılardan geçelim. Acısıyla tatlısıyla hayat imtihanını birlikte yüklendiğimiz eşlerimizin gönlünü alalım. Yavrularımızı sevindirip ailemiz için emek vererek Allah’ın rızasına erişelim.

           Rahmet, Mağfiret günlerini geride bıraktık, şimdi kurtuluş, bağış günleri olan Ramazan Bayramını kutlamanın mutluluğu içindeyiz.

           Bayram demek, mutluluk demektir. Bayram demek birlik beraberlik demektir. Bayram vefa, mutlu kalabalık sofralar demektir.

           Bayramlar, milletlerin başarı, zafer ve ortak sevinçlerin yaşandığı, insanların coştuğu, hayır ve iyilik duygularının doruğa ulaştığı, güzelliklerin ve sevinçlerin paylaşıldığı muhteşem günlerdir.

           Bayramlar, ümmet olma bilincimizin tazelendiği müstesna günlerden bir gündür.

           Bayramlar, yeryüzünü ifsat edenlerin değil, ıslah edenlerin salaha ve felaha erenlerin günüdür. Cana kıyanların, kan akıtanların, korku ve dehşet salanların değil, hayat ve huzur verenlerin günüdür.

           Bayramlar, yoksula, yetime, kimsesize, çaresize, güçsüze, garibe ve garibana karşı sorumluluk duygusunun doruğa ulaştırıldığı günlerdir.

           Bayramlar, namazlarımızla, oruçlarımızla, sadakalarımızla, fitre ve zekâtlarımızla taçlandırdığımız günlerdir.

           Bayramlar, varlık sebebimiz olan annelerimizi, babalarımızı, hayatın çilesini birlikte omuzladığımız ailelerimizi, evlerimizin canlı bayramları olan çocuklarımızı sevindirme günüdür.

           Bayramlar, aile büyüklerimize, akrabalarımıza, komşularımıza, arkadaş ve dostlarımıza hürmet ve muhabbetlerimizi takdim etme vesilesidir.

           Bayramlar, neşe ve sürür günleridir.

           Bayramlar, Allah’a kulluk şuurunda olanlar için zikir ve ihsan ile geçirilmesi gereken müstesna günlerden biridir.

           Bayramlar, Allah’ı bir, peygamberi bir, kitabı bir, aynı kıbleye yönelen, aynı iman esaslarına inanan, Müslümanların, dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar sevinçlerini mutluluklarını paylaştığı mukaddes günlerdir.

           Bayramlar, müminler olarak bizlerin birlik ve beraberlik şuuruna ermemizin gerektiği kutlu mevsimlerdir.

           Bayramlar, Müslümanların arasının açılmasına ve toplumda birlik ruhunun zayıflamasına sebep olan, kin, nefret, haset ve düşmanlık duygularının kalplerimizden sökülüp atıldığı, bunların yerine sevginin, kardeşlik ve birlik duygularının yerleştiği, dargınlıkların öfke ve husumetlerin sona erdiği ulvi günleridir.

           Bayramlar, milletimizin birlik ve beraberliğine ve dargınların, küskünlerin barışmasına vesile olduğu gibi, ölülerimizin bile sevinmelerine vesile olmaktadır. Çünkü kabirler ziyaret edilmekte, ruhlarına “Fatihalar” gönderilmekte dualar edilmektedir.

           Bayramlar, İslam kardeşliğimizin yenilenmesine, daha çok yardımlaşmamıza, daha çok selamlaşmamıza, aramızdaki sevgi, birlik ve beraberliğimizin artmasına en güzel vesilelerden biridir. Bunun için bu gibi güzel günleri yüce dinimizin bildirdiği fayda ve hikmetlere uygun olarak değerlendirmeliyiz. Örf, adet, gelenek ve göreneklerimizi ahlakımızı koruyarak onları yaşatarak geliştirmeliyiz.

            Bütün dünyada, din ve diyanetlerini, ırz ve namuslarını, vatan ve memleketlerini, can ve mallarını müdafaa ederken şehit düşen, bayramı göremeyen Müslümanları da unutmamak gerekir. Onlar için de Kur’an-ı Kerim okuyup ruhlarına göndermek faziletlidir.

           Bayramların, gündüzü ve geceleri mübarek zamanlar olduğu için, tüm insanlık ve Müslümanlık âlemi için dua edilmelidir.

           Dinimiz bütün Müslümanları tek bir vücut olarak kabul eder. İnsan vücudunun bir tarafında meydana gelen rahatsızlığı vücudun diğer kısımları hissettiği gibi, dünyanın neresinde olursa olsun herhangi bir Müslüman’ın karşılaştığı sıkıntıyı da diğer Müslümanların yüreklerinde hissetmesi gerekir. Bu Müslüman olmanın en temel şartlarından biridir.

           Bayramlar, sevgi, saygı, coşku ve hayırseverliğin zirveye ulaştığı kutsal günlerdir. Bu nedenle birbirimizi sevmeli birbirimizi ziyaret etmeliyiz. Çocuklarımızı da sevmeli ve sevindirmeliyiz.

           Ramazan ayında kazandığımız, Kur ‘anla bilgilenme gayretimiz başta olmak üzere bütün güzel hasletlerimizi, bayramda yaşadığımız birlik, beraberlik, dostluk, barış ve kardeşlik havasını bundan sonra da sürdürebilmek için, bu günümüzü ve yarınımızı daima bayram yapabilmek dileğimiz olmalıdır.

           Gelin bugün, aynı iftar sofrasında sevindiğimiz gibi, aynı kıblede buluştuğumuz gibi, aynı Peygambere ümmet olduğumuz gibi, aynı kitaba inandığımız gibi kardeş olalım.

           Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in “Müminler, bir binanın yapı taşları gibidir. Onlar, birbirlerinin hayata tutunmasını temin ederler.” (3)  hadisi şerifin gereğince birbirimize tutunalım, kardeşliğimizi pekiştirelim, birbirimize kol kanat gerelim.

           Dostluk bağlarının güçlenmesi için büyüklerimizin, yaşlılarımızın, muhtaç, yoksul, kimsesiz ve hasta olan her yaştaki vatandaşlarımızı ziyaret ederek, hatırlanması, onlara yalnız olmadıklarının hissettirilmesi, bayramları daha anlamlı kılacak ve manevi duygularımızı güçlendirecektir.

           Bayramlarda Bayram namazıyla bütünleşmekten, bayram hutbesiyle aydınlanmaktan ve bayram tekbiriyle tazelenmekten ümmetinin hiçbir ferdini mahrum bırakmamak gerekir.

           Bütün bayramların bayram gibi yaşandığı, barış ve mutluluğun egemen olduğu, savaş, terör ve yoksulluğun geride kaldığı bir dünya için bayramların birer imkân olması temennisiyle, Mübarek Ramazan Bayramınızı tebrik eder, iyiliklere, güzelliklere vesile olmasını Cenabı Allah (c.c) dan  diler, daha nice birlik, kardeşlik, barış içinde mutlu bayramlara.

                                                                                                          Edib Ahmet CEYLAN
                                                                                    Eğitimci-Şair ve Yazar

 

           Kaynaklar:

           (1)https://www.dogrulus.com/siir/232/bayram-o-bayram-ola.html?fbclid=ıwar397ajlskqioxh5hz9ifbwcq0shne6o6paml_sxjgnefravmgp1runakc

           (2)Hucurât, 49/10.

(3)Buhârî, Salât, 88. 

(4)Diyanet İşleri Başkanlığının hutbelerinden istifade edilmiştir.