BAŞKAN ERDOĞAN: BU MALLARI SAKIN ALMAYIN
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mevlid-i Nebi Haftası Açılış Programı'nda Fransa Lideri Macron'a sert mesajlar gönderdi.
26 Ekim 2020 Pazartesi 17:34
Fransız markalarına boykot çağrısında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Buradan milletime sesleniyorum. Sakın Fransız markalara asla iltifat etmeyin, bunları satın almayın' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'İslam alemi gerçekten sancılı imtihan ve zorluklarla dolu günler yaşıyor. Zulmün, terörün, işkencenin ve daha nice dinimizce ve Peygamberimizce yasaklanmış fiilin her gün, her an işlendiği bir dönemin içindeyiz' dedi.
Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Mevlid-i Nebi Haftası açılış programında yaptığı konuşmaya, Filistin'den Arakan'a Türkistan'dan Afrika'ya kadar dünyanın dört bir ucundaki Müslümanlara selam ve muhabbetlerini göndererek başladı.
Diyanet İşleri Başkanı ve ekibini Mevlid-i Nebi Haftasını başta Türk milleti ve tüm insanlık için öğretici bir fırsata, tefekkür ve teneffüs imkanına tahlil ettikleri için kutlayan Erdoğan, haftanın hayırlı ve bereketli geçmesini diledi.
Yunus Emre'nin Hazreti Muhammed için kaleme aldığı "Canım kurban olsun senin yoluna" şiirini okuyan Erdoğan, İslam aleminin, çarşambayı perşembeye bağlayan gece ulaşacağı Mevlid Kandili'ni de tebrik etti.
Bu mübarek gecenin günahların kefaretine vesile olmasını dileyen Erdoğan, "Rabbim bu gece hürmetine yaptığınız duaları, kıldığınız namazları, hayır ve hasenatınızı dergahı izzetinde kabul buyursun. Yüce Allah bizleri, kardeşin kardeşi, ananın evladını tanımayacağı ruz-i mahşerde işte bugün burada olduğu gibi Peygamber Efendimizin livaül hamd ismiyle müsemma sancağı altında toplanan takva sahiplerinden eylesin. Rabbim hepimizi Hazreti Nebi'nin şefaatine nail olanlardan eylesin." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, bu sene Mevlid-i Nebi'yi gerek tüm dünyayı etkileyen koronavirüs salgını gerekse bölgede yaşanan sıkıntılar sebebiyle buruk yaşadıklarını ifade etti.
KORONAVİRÜS TEDBİRLERİ
Şimdiye kadar dünya genelinde 1 milyon 200 bin insanın hayatına mal olan salgının dalgalar halinde yayılmaya devam ettiğini anlatan Erdoğan, şunları söyledi:
"Güçlü sağlık altyapımız, vakitlice aldığımız tedbirler ve sağlık çalışanlarımızın fedakarlıkları sayesinde diğer ülkelere göre hamdolsun bu sağlık krizini daha hafif geçiriyoruz. 'TAMAM' diyerek sloganlaştırdığımız temizlik, maske, mesafe kurallarına riayet ederek hastalıkla mücadelemizi sürdürüyoruz. Rehavete kapılmıyor, tedbiri asla elden bırakmıyoruz. Ülkemizi, milletimizi, rızkının peşindeki insanlarımızı sıkıntıya sokmadan dengeli, önü arkası iyi hesaplanmış adımlarla yönetiyoruz. Genel tabloya göre sıkıntı gördüğümüz alanlarda gereken müdahaleleri yapmaktan çekinmiyoruz. İlgili bakanlarımız tam bir koordinasyon içinde meseleyi takip ediyor. Biz de şahsen bu alanda uzman arkadaşlarımız aracılığıyla anbean durumu izliyor, bilgilendirmeleri alıyor, gerekli talimatları veriyoruz.
Tüm dünyada hasta sayılarının ürkütücü boyutlara ulaştığı bugünlerde milletimden tedbirlere daha fazla hassasiyet göstermelerini özellikle rica ediyorum. Mücadelemizi birlikte zafere dönüştürmek için hepimize, 83 milyonun her bir ferdine burada görev düşüyor. Bir süre daha sabredecek, sebat edecek, kurallarına uyacak, ondan sonra inşallah hep birlikte felaha erişeceğiz."
Hasretini çektikleri o güzel günlere he beraber kavuşacaklarını vurgulayan Erdoğan, salgında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet hastalara acil şifalar diledi.
İSLAM ALEMİNİN SORUNLARI
Millet olarak bu dönemde hüzünlerini artıran tek şeyin koronavirüs salgınında yitirdiklerinin acısı olmadığına işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bizleri asıl endişeye sevk eden, yüreklerimizi asıl dağlayan başta gönül coğrafyamız olmak üzere Müslümanların içinde bulunduğu ahvaldir. İslam alemi gerçekten sancılı imtihan ve zorluklarla dolu günler yaşıyor. Zulmün, terörün, işkencenin ve daha nice dinimizce ve Peygamberimizce yasaklanmış fiilin her gün, her an işlendiği bir dönemin içindeyiz.
Suriye'de rejimin ve teröristlerin saldırıları sebebiyle 1 milyon kardeşimiz hayatını kaybetti, 12 milyon kişi de evlerini terk etmek zorunda kaldı. Yemen'de 6 yıldır süren kirli savaşın tüm bedelini bir lokma ekmeğe, bir tas çorbaya muhtaç olarak ölen yüzbinlerce masum çocuk ödedi. Libya'nın zengin yeraltı kaynakları darbeciler ve batılı emperyalist güçler tarafından talan edildi."
Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Mevlid-i Nebi Haftası açılış programında yaptığı konuşmada, asırlar boyunca barışla, ilimle, hikmetle anılan İslam beldelerinden bugün göğe ezan seslerinin değil, anaların feryatlarının, çocukların çığlıklarının bombalarla enkaza çevrilen camilerin dumanlarının yükseldiğini söyledi.
Tüm dünyanın gözleri önünde Filistin'de zulmün, Arakan'da şiddetin, Türkistan'da baskının, Irak ve Afganistan'da terörün can almaya devam ettiğine dikkati çeken Erdoğan, "Sırf Müslüman oldukları için öldürülen, evlerinden, yurtlarından kovulan yüz binlerce Müslüman kardeşimiz var. Misyonerler tarafından din değiştirmeye zorlanan, evlatları kendilerinden koparılan milyonlarca Müslüman, etnik ve dini kimliğinden dolayı şiddet gören, baskı gören, ayrımcılığa uğrayan milyonlarca kardeşimiz var. " diye konuştu.
"BURADAN DÜNYA LİDERLERİNE SESLENİYORUM"
Fransa'da ve Almanya'da yaşananların bütün dünyanın gözü önünde olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Batı, özellikle Hristiyan dünyasına sesleniyorum, Musevilere sesleniyorum, her şeyden önce insanız. İnsan olarak bizim dinimizde Hristiyan olmak suç değildir. Biz ona da sahip çıkıyoruz. Aynı şekilde Musevi'ye de sahip çıkıyoruz. Gelin, Fransa'da eğer Müslümanlara bir zulüm varsa hep birlikte biz oraya da sahip çıkalım diye buradan dünya liderlerine sesleniyorum." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle Avrupa ülkelerinde İslam ve Müslüman düşmanlığının adeta veba gibi toplumlara sirayet ettiğine dikkati çekerek, Müslümanlara ait iş yerlerinin, evlerin, ibadethanelerin, okulların hemen her gün ırkçıların ve faşist grupların saldırısına maruz kaldığını söyledi.
Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Şimdi ben, buradan milletime sesleniyorum. Nasıl ki Fransa 'Türk markalı mal satın alınmayın' diyorsa ben de şimdi buradan milletime sesleniyorum. Sakın Fransız markalara asla iltifat etmeyin, bunları sakın almayın. Düşünebiliyor musunuz? Müslüman kadınlar, kılık kıyafetlerinden dolayı sokakta, çarşıda, otobüste, vapurda ya hakarete ya da fiili tacize uğruyor. Müslüman çocukların hiç olmadık bahanelerle eğitim, öğretim hakları ellerinden alınıyor. Gün geçmiyor ki Müslümanlara ait bir ibadethaneye, mescide, derneğe yapılan saldırı haberini almayalım. Son olarak Almanya ve Avustralya. Daha önce Avustralya'da büyük bir felaketi görmüştük. Şimdi yine ibadethanelere, oralarda saldırı gördük. Aynı şeyi, Almanya'da gördük. Ben buradan, Şansölye Merkel'e de sesleniyorum, hani sizde dini özgürlük vardı? Hani sizde, din veya dinini yaşayanlara karşı devletinizin güvencesi vardı. Peki bir sabah namazında nasıl oluyor da 100'ü aşkın polis, camiye saldırıyor? Bunların tam tersini siz bugüne kadar Türkiye'den duydunuz mu? Hayır. Niye? Çünkü bizde gerçek din özgürlüğü var. Ama bunlarda bu yok." (Kaynak:Mlliyet)
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.