BAŞKA İBADET EDENLER

Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
08 Mart 2025 Cumartesi 12:32
Daha önce değindiğimiz bir konuya devam edeceğiz, merhaba çocuklar.
Dedik ki her varlık ibadet ediyor.
Peki, ibadet etmek ne demektir?
Kendisinin üzerinde tasarruf eden sanatkâra, yani yaratıcıya minnet borcunu ödemek demektir.
Geçen hafta bitkilere baktık. Onların hepsi ayakta, yani kıyamda namaz kılıyorlardı.
Şimdi bir tavuğa bakalım ve onunla hasbihal yapalım, yani konuşalım.
— Ey tavuk, sen ne yapıyorsun?
— Ne yapacağım, ibadet ediyorum.
— Ne ibadeti?
— Namaz ibadeti yapıyorum.
— Tavuk, öyle namaz ibadeti mi olur? Nasıl oluyor, bir anlatır mısın?
— Anlatayım. Ben şu anda rükûda, yani eğilerek Allah’a namaz kılıyorum.
— Tavuk, sen bu şekilde sürekli durmaktan sıkılmıyor musun ya da yorulmuyor musun?
— Sıkılmak ve yorulmak ne demek? Ben hiç yokken beni yaratan Rabbim, bana su verdi, yiyecek verdi, teneffüs edecek hava verdi.
Bana üşümeyecek şekilde tüyler verdi.
Üzerinde dolaşacağım toprağı verdi.
Isınacağım güneşi verdi.
Bir de yavrulara vesile olacak yumurtaları verdi.
Bütün bunlara karşılık, ben Allah’a şükür borcumu ancak devamlı rükûda olarak ödeyebilirim.
Başka nasıl ödeyebilirim?
Onun için ben sürekli Allah’a ibadet ediyor, namaz kılıyorum.
Öyle değil mi?
Çocuklar, şimdi üzerinde durulacak o kadar çok hayvan var ki…
Yani koyunu mu dersiniz, hindiyi mi, atı mı, ineği mi, deveyi mi?
Hangi hayvanı sayalım?
Demek ki hayvanlar da Allah’a ibadet ediyor ve sürekli rükûda namaz kılıyorlar.
Bu konuya devam edeceğiz, ama şunun üzerinde bir kere durmamızda fayda var.
Çocuklar, gerçekten anlatılan konular öyle geçilecek gibi değil. Üzerinde uzun uzun düşünmemiz gerekir.
Ancak şunu gözden kaçırmayalım.
Nedir o?
İşte görüyoruz, bütün bitkiler kıyamda Allah’a sürekli ibadet ediyorlar.
Ama öte yandan bize meyveler veriyorlar.
Peki, meyveleri sayalım mı?
Hangisini sayalım? Tatlısı var, ekşisi var, mayhoşu var… Daha yemediğimiz birçok meyve var.
Bize sebzeler veriyorlar.
Bunların hangisini sayalım?
Yeşili var, kırmızısı var, siyahı var… Var da var!
Henüz tatmadıklarımız bir yana, aklımıza bile gelmeyen, görmediğimiz, hayal etmediğimiz meyve ve sebzeler var.
Peki, biz bu bitkilere karşı ne yapıyoruz?
Ne yapıyoruz? Onları har vurup harman savuruyoruz.
Oysa niye biz onlara verdiğimiz sudan, gübreden rahatsızlık duyuyoruz, yoruluyoruz?
Fakat onlar, bizim hayalimize gelmeyen, daha tanımadığımız meyve ve sebzelerle bizi besliyorlar.
Hayvanlar sürekli rükûda ibadettedirler.
Bunun yanında bize süt veriyorlar, yoğurt veriyorlar, yağ veriyorlar, peynir veriyorlar, et veriyorlar.
Yahu, hayret bir şey!
Biz onlara ne yapıyoruz?
Ot veriyoruz, su veriyoruz.
O ot ve su da bizim mi?
Bizim verdiğimize bakın, bizim onlardan aldığımıza bir bakın…
Devam edeceğiz… Hayvan ve bitkiler böyleyken, daha taşa ve toprağa da bakacağız.
Ondan sonra kendimizi hesaba çekeceğiz.
Ben daha "leb" demeden siz "leblebi"yi anladınız çocuklar…
Ama olsun, yine de yazmaya devam edeceğim. Hepinize sağlıklı günler diliyorum.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.