BAŞBAKANLA BİR HATIRA
Ümit Kahyaoğlu
Muhabirlikyaptığım yıllar. 1993 senesiydi, Refah Partisi Pen Otel?de yemekli bir toplantıorganize etmişti. O zaman Erol Kaya, Refah Partisi?nin Pendik ilçe başkanıydı.İsmi belediye başkan adaylığı için seslendiriliyordu. 34 yaşında delikanlıolduğu yıllardı Kaya?nın.
Refah Partisiİstanbul İl Başkanı Recep Tayyip Erdoğan?da merhum Erbakan?ın tüm karşıçıkmalarına rağmen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı?nın en güçlü adayıidi. Teşkilat ısrarla Erdoğan?ı istiyor, merhum Hoca?da Ali Coşkun diyediretiyordu.
Sonundateşkilatın fendi merhum Hoca?nın inadını yendi.
TayyipErdoğan Refah Partisi?nin İstanbul BüyükşehirBelediye Başkan Adayı olmuştu.
TayyipErdoğan?ın o akşamki toplantıda Pen Otel?deki toplantıda adaylığı da kesinleşmişti.
Parti?nin üstyöneticileri,, Pendik Teşkilatı ve medya mensupları.
Medyamensupları derken bir ben varım salonda.
Nasıldüşünülmüşse, basın masası salonun tam ortasına yerleştirilmiş, her taraftankolaylıkla görülüyor. Konuşmaların yapılacağı kürsüye de çok yakın. Kürsünün 2bilemediniz 3 metre uzağında basın masası.
Sırasıylapartililer, Erol Kaya ve son olarakta Büyükşehir Belediye Başkan Adayı RecepTayyip Erdoğan konuşuyor.
Erdoğan öylebir konuşuyor ki, tam kitabın ortasından. Konuştuça salondakiler duygulanıyor,şevkleri artıyordu.
Seçimlerikazanma şansı olan partiler arasında Refah Partisi?nin adı anılmazken, Erdoğan,öyle bir inanmış ki kazanacağına, partilileri de zafere ikna etme gayretiniyürekten haykırıyordu.
O günlerdeyanlış hatırlamıyorsam Sabah Gazetesi bir manşet atmıştı. Büyük fotoğraftaTansu Çiler ve villa fotoğrafları, haberin manşettine ise, Tansu ÇİLLERtarafından ifade edilen ?Tayyip?in belgesi elimde.? başlığı vardı.
Habere göreTayyip Erdoğan?ın Sultanbeyli?de 6 adet kaçak villası bulunuyordu.
Fena bozulmuşolacak ki sayın Erdoğan, basına verip veriştiriyordu. Kendisiyle ilgiliiftiraya varan haberler yapıldığını, seçimi kaybettirmek için basının her yoludenediğini söylüyordu. Başbakan Tansu Çiller başta olmak üzere, diğer siyasiparti liderlerinin de Bremen Mızıkacıları gibi iftiracılar korusuna eşlikettiğini haykırıyordu.
Daha başkaşeylerde söylüyordu, Erdoğan. Erdoğan konuştukça, bakışlar benim üzerimdeodaklanıyordu. Tek gazeteci ben olduğum için, Tayyip Erdoğan?ın sözlerininmuhattabı da doğal olarak o salonda tek gazeteci olan bendim.
Erdoğankonuştukça millet bana bakıyor, millet bana baktıkça da utanıyor, hiç bir suçumgünahım olmamasına rağmen yüzüm kızarıyordu.
Çok geçmedensalondaki havayı fark etti. Bir salondakilere bir de bana baktı. Oldukçautandığımı anlamış olacak ki bana doğru dönerek; ? Sevgili kardeşim, beniyanlış anlama sözlerim sana değil. Sizlerin patronlarına, sen bizleri dinliyorve en doğru şekilde haberleri yazıyorsun. Senin yazdığın haberler masa başındadeğiştiriliyor. Benim serzenişim ve sitemim onadır? diyerek gönlümü almasını dabiliyordu.
Gönlümü gerçektenalmış olacak ki, aradan geçen 19 yıla rağmen, ben, o gün ne söylediğinihatırlıyor ve sizlerle paylaşabiliyorum.
Lider sonradan olunmuyor, Allah vergisi bir yetenek.
Böyle bir yeteneği de Allah Sayın Başbakan?a lütfemiş.
Lütfetmiş ki, Türkiye?nin bugün geldiği nokta da hatırısayılır bir Erdoğan katkısı var.
Sayın Başbakan?ın yapacak daha çok işi var.
Allahyolunu da, bahtını da açık eylesin.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.