AZ DEĞİLSİNİZ YALANIN "SÖZCÜ" LERİ

Bütün yükü dindarlar çeksin, bütün suçu dindarlar üstlensin, bütün bedeli muhafazakar kesim ödesin, ancak bütün keyfi, sefayı, zevki seküler, laik, ateist, hatta reklamı olmasın diye yazamadığım gruplar sürsün değil mi? 

Bu ülkede 85 milyon yaşıyor farklı eğilim ve inanışlarda. Bol çeşit. 
Ama ne hikmetse her bir felakette, olumsuzlukta elini taşın altına koyması beklenen kişiler hep muhafazakar dindar kesim oluyor, neden?

Mesela deprem için tüm ülke yardım kampanyası yapıldı. Gezi sponsorlarını ön safta göremedik. 

Mimarlar odası, Türk Tabipler Birliği, Barolar, Meslek odaları vs. ortalıkta görünmedi. Bizdende bu deprem yardımı için şu kadar diyemediler. 

Bankalardan tutun, turizm şirketlerine ülkesinin gelişmesinden rahatsızlık duyan kesimler depremde elini cebine atmadı. Atanlar varsa da çok kıymeti harbiyesi yok. 

Türkiye’nin en zengin 500 kişi veya kuruluşunun bu yardıma ne kadar destek verdiğini araştırın neticeyi göreceksiniz. 

Bir çocuk bile, çikolatasını, kumbarasını, aldığı karne hediyesini paylaştı da bunlar kârlarının bir cüz'ünü paylaşmayı uygun bulmadılar. 

İsimlere çok takılmam ama Yalanın "Sözcü"sü  bir gazetede yazan birisi Diyanet İşleri Başkanımıza sosyal medyadan mesaj yazmış :
" Bu seneki hac ve umreye gidecek vatandaşlarımız paralarını deprem bölgesindeki kardeşlerimiz için harcamak üzere bağış yapabilirler. Fazileti çok daha fazladır. Kendi kardeşlerimiz bu denli muhtaçken mali ibadet olan hac ertelenebilir". 

Sorunu tespit etmiş, çözüm için Fetvayı da verebilmiş bu gazeteci. 

Allah aşkına böyle durumlarda her daim saldırdığınız, yıldırmaya çalıştığınız kesime akıl vermeye çalışacağınıza, kendilerine küfretseniz bile eyvallah eden kitlenize dönüp, beyler gün bu gündür, herkes içkisine, tatiline, kumarına, zevku sefasına vereceği bu seneki parayı bu afete ayırsın bakalım diye bir çağrı niye yapamıyorsunuz. 

Onlara, bakın iki türlü sevap izleyeceksiniz. Hem işleyeceğiniz günahlardan el çekmiş olursunuz, hemde hiç bir şeyi kalmamış çaresizlerin umudu olarak büyük sevaplar kazanacaksınız desenize. 

Yapmazsınız, yapamazsınız çünkü sizde böyle bir Tıynet yok maalesef. 
Olan Tıynetinizde bozuk zaten. 

Eskiden hamamlara şöyle yazmışlar. Tıynetin na pak ise hayır umma sen ger mabeden 
Önce tathîr-i kalp et sonra tathîr-i beden 

Bu hamama gelip temizleneceğim diye düşünme, kalbiniz katran olmuş, git önce kalbini temizle. 

Yaaa. Fikriniz bozuk, kalbiniz bozuk, ahlakınız bozuk, hayatınız bozuk akıl vermeye çalışıyorsunuz. 

Doğruya biz dindar kesim çobanlık yaparız,  askere gideriz, hammaliye işlerine bakarız. Siz keyfinizi sürün, 5x5 inize binin, metreslerinizle yatlarınıza uzanın, malikanelerinizde zevku sefalar içerisinde zıkkımlanın. 

Rahmetli Erbakan hocamızın deyimiyle 

Hadi Ordan.