AYGAD?DA BAŞKAN ÜMİT KAHYAOĞLU
Anadolu Yakası?ndaki yerel basın hizmetlerini bir çatı altından verebilmek amacıyla kurulan İstanbul Anadolu Yakası Gazeteciler Derneği?nin 3?ncü Genel Kurul Toplantısı yapıldı.
15 Aralık Cumartesi günü PESİAD Pendik Sanayici ve İşadamları Derneği Merkezinde yapılan kongreye 50’ye yakın üye katıldı. Divan Başkanlığı’nı derneğin kurucularından, aynı zamanda İstanbul İl genel Meclisi Üyesi’de olan Kenan Çakal yaptı.
Ümit Kahyaoğlu ile yeniden...
Ümit Kahyaoğlu’nun ikinci kez aday gösterildiği kongrede hazırlanan liste, üyelerin oyçokluğu ile kabul görerek seçildi. Seçimin tamamlanmasının ardından bir teşekkür konuşması yapan Ümit Kahyaoğlu, “Beni ve yönetim kurulu üyelerini tercih ettiğimiz için teşekkür ederim. Yeni dönemde arkadaşlarımızın çözüm bekleyen pek çok sorununa çözüm getirmek için yoğun bir çaba harcayacağız. Öncelikle konmuz derneğimizin yer sorunudur. İlk fırsatta bu konuya ağırlık vereceğiz” dedi.
Genel Kurulu 3 yılda bir yapılacak...
İstanbul Anadolu Yakası Gazeteciler Derneği’nde tüzük değişikliği de yapıldı. Buna göre daha önce tüzüğün 12’nci maddesinde her yıl yapılması yazılan kongre’nin 3 yılda bir yapılması kararı alındı. Bu kararın alınmasında, derneğin Türkiye Gazeteciler Federasyonu’na üye kabul edilmesi sonrasında ortaya çıktığı üyelere açıklandı.
Yeni Yönetim Kurulu’nda 4 yeni isim yer aldı...
Genel Kurul öncesi AYGAD’ın kuruluş amacı ve bugüne kadar alınan mesafeler hakkında üyeleri bilgilendiren Ümit Kahyaoğlu, “14 kişiden oluşan Yeni Yönetim Kurulu Üyeleri’nde 4 arkadaşımıza yeni görev vererek yönetime dahil olmasını arzu ettik. Ocak ayından itibaren yöentim kurulu toplantılarına her ay farklı bir ilçede yapacağız” dedi.
Anadolu Yakası Gazeteciler Derneği’nin Ümit Kahyaoğlu Başkanlığı’ndaki yeni Yönetim Kurulu Üyeleri şu isimlerden oluştu: Hakan Manici, Kadir Toprakkaya, İbrahim Şahin, Ömer Faruk Gerçek, Aytekin Yaşar, Halil Topal, Kader Gür, Yasemin Eryıldız, Musa Has, Necmi Sezen, Selim Akdoğan, Barış Arslan ve Selen Dinç...
Bu yıl kongrede ilk defa Türkiye Gazeteciler Federasyonu delegeleri de seçildi.
Ümit Kahyaoğlu, Halil Topal, İbrahim Şahin ve Hakan Manici TGF delegesi oldular.
Kongreden sonra hep birlikte Gülistan Sofrasında öğle yemeği yiyen AYGAD Yönetimi ve üyeler daha sonra birlikte gazeteci Ahmet Siraç’ın cenaze namazına katıldılar.
Ümit Kahyaoğlu’nun konuşma metni
Değerli meslektaşlarım, kıymetli misafirler… Hepinizi muhabbetle selamlıyorum.
Derneğimizin 2. Olağan Kongresinin verimli ve hayırlı sonuçlar doğurması dileğiyle
hepinize hoş geldiniz diyorum.
Değerli meslektaşlarım, konuşmamı üç başlık halinde toplayacağım. Önce İstanbul
Anadolu yakasındaki yerel medyanın derneğimiz kurulmadan önceki durumundan
bahsedeceğim. Daha sonra derneğimizin kuruluş hikâyesi ve bunun yanında kuruluş
felsefemiz üzerinde duracağım. Üçüncü olarak görevde olduğumuz son bir yıl boyunca
neler yaptığımızı anlatmaya çalışacağım.
Evvela, derneğimiz öncesi yerel medya hakkında konuşalım. Hepinizin malumudur
ki bir dernek çatısı altında toplanmadan önce İstanbul gibi devasa bir şehirde görev
yapmaya çalışan biz yerel medya mensupları, işimizi, tabiri caizse, âdeta el yordamıyla
yapmaya çalışıyorduk. Sıkıntımız olduğunda başvuracağımız, önerimiz olduğunda
paylaşacağımız, yardımlaşacağımız, dayanacağımız bir birlikten yoksunduk. Bu da bizi
güvensizliğe ve hatta ümitsizliğe sürüklüyordu. Öyle ya, küçümsemek için söylemiyorum
ama, her meslek erbabı, hatta işportacılar bile bir dernek çatısı altında toplanmışken ve de
dernekleşme gelişmişliğin bir göstergesi sayılıyorken topluma yön verme, toplumu ileriye
taşıma görevini kendisine şiar edinmiş yerel medya mensuplarının bir dernekten yoksun
olması hem trajik ve maalesef hem de komik bir durum arz ediyordu.
Kıymetli basın emekçisi arkadaşlarım… İşte bu gerçeklerden ve gerekçelerden
hareketle iki yıl önce içimizden birkaç arkadaşla dernekleşme faaliyetine giriştik.
Amacımız, İstanbul’un Anadolu yakasında görev yapan yerel medya mensuplarını bir
çatı altında toplamak, sorunlarımızı aramızda tartışıp doğru kararlar almak, uğradığımız
haksızlıkların takipçisi olmak, aramızda olabilecek anlaşmazlıkları yine kendi içimizde
çözmek, muhataplarımızdan isteklerimizi dernek adına tok ve kendinden emin bir sesle
dillendirmekti… Kısacası organize olmayan güç güç değildir anlayışından hareketle
organize olmaktı.
Çok şükür ki, hemen her arkadaşımızın desteği, maddi ve manevi yardımıyla
dernekleşme sürecini kısa zamanda ve başarılı bir şekilde tamamladık. Burada, kurucu
başkanımızın emeklerini bir kez daha takdirle anıyor, kendisine bütün arkadaşlarımız adına
teşekkür ediyorum.
Kıymetli yol arkadaşlarım… Şimdi konuşmamın üçüncü ve asıl bölümüne
geçiyorum.
Ben ve yönetim kurulu arkadaşlarım 2011 yılı aralık ayında yapılan kongrede sizlerin
teveccühüyle yönetimi üstlendik. Her ikisinin de müspet anlamıyla; yeri geldiğinde amatör,
yeri geldiğinde profesyonel bir anlayışla görevimizi yapmaya çalıştık. Şimdi sabrınızı fazla
zorlamadan bir yıllık faaliyetlerimizi sıralamak istiyorum:
1-Önemli eksiklerimizden biri “tanınırlık”tı. Bu alandaki eksikliğimizi gidermek
adına, “biz de varız” ve “buradayız” demek için İstanbul’daki ulusal medyaya ziyaretler
gerçekleştirdik. Bu ziyaretlerimizde ulusal medyanın genel yayın yönetmenleriyle
tanışıp görüş alışverişinde bulunduk. Derneğimizi, amacımızı, misyonumuzu anlattık
ve kendilerinden destek istedik. İstanbul’da yerel gazeteci olmak zordur. Anadolu’ya
benzemez. Çünkü İstanbul ulusal medyanın merkezidir ve yerel medyanın sürekli onların
gerisinde ve gölgesinde kalma durumu vardır. Bunu aşabilmenin yolu da sürekli diri ve
dikkatli kalabilmek, varlığını her an hissetirebilmektir. Bu amaçla yaptığımız ziyaretleri
sürekli ve karşılıklı hale getirmeyi düşünmekteyiz.
2-Toplumda maalesef, yerel medyanın eğitim konusunda çok da yeterli
olmadığı şeklinde, ve yine maalesef çok da haksız olmayan bir kanaat var. Yerel medya
mensuplarının çoğunun “alaylı” olduğu bir gerçektir. Alaylı arkadaşlarımıza saygılıyız.
Hatta alaylı bazı gazetecilerin “mektepli” gazetecilerden çok daha iyi işler çıkardığını
biliyoruz. Ancak toplum artık giderek eğitimi önemsemeye başlıyor. Bizler, dernek olarak
bu husustaki eksikliğimizi gidermek ve bu kanaati yıkabilmek için eğitim faaliyetlerine
ağırlık verdik. Bu kapsamda gazeteciliğin mektepleri olan iletişim fakülteleriyle işbirliğine
gittik. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesini ziyaretle kendilerine derneğimizle alakalı
bilgiler verdik. İletişim Fakültesi dekanlığıyla işbirliği halinde Marmara Üniversitesinin
Göztepe kampüsünde bir ay süren yerel medya eğitim faaliyetimiz oldu. Bu eğitimin hem
içerik olarak hem de mensuplarımıza bir etiket kazandırması adına çok faydalı olduğu
kanaatindeyiz. Derneğimizin Türkiye’nin en köklü ve nitelikli üniversitelerinden biri olan
Marmara Üniversitesi işbirliğiyle yaptığı bu eğitim semineri, Türkiye’de bir ilk olmasının
yanında Türkiye’nin en kapsamlı yerel medya semineri olmuştur. Eğitim seminerlerimiz
bundan sonra süreklilik arz edecek ve geleneksel hale gelecektir. Bu kapsamda yeni eğitim
semineri 2013’ün Mart’ında gerçekleşecektir. Bu faaliyetler İstanbul’da daha nitelikli, daha
eğitimli, daha ciddi ve haberine daha çok itibar edilir bir yerel medyanın oluşumuna hizmet
edecektir.
3-Derneğimizin yönetim kurulu toplantısını her ay farklı bir ilçemizde
gerçekleştirdik. Böyle yapmaktan amacımız, derneğimizi sadece bulunduğumuz bölgeye
hapsetmemek, her yerde varlığımızı göstermek ve her bölgedeki arkadşımızın da
derneğimizi daha çok sahiplenmesini sağlamak içindi.
4-Toplum hizmeti yapan biz yerel medya mensuplarının yerel mülki idare
amirleriyle daha sıkı ilişkiler içinde olması gerekir. Bizler bu anlayışla yönetim kurulu
olarak İstanbul Valisi Sayın Hüseyin Avni Mutlu’yu ziyaret ettik. Kendileri de bu ziyaretten
oldukça memnun kaldı çok faydalı olduğunu ifade etti.
5-Yerel medya mensupları olarak en büyük sorunlarımızdan biri, kuşkusuz
“kimliğimiz” konusudur. Bizler kendimizi “gazeteci” olarak tanıtıyoruz. Ancak bu, bizim
için şimdiye kadar sorunlu bir sıfattı. Çünkü biz kendimize biraz da mahcup bir tarzda
“gazeteci” diyorduk ama Türkiye’nin gazetecilik alanındaki tek ve en büyük kuruluşuna
üye değildik. Dönemimizde derneğimiz Türkiye Gazeteciler Federasyonuna üyeliğe kabul
edildi. Artık derneğimiz mensubu gazeteci arkadaşlarımız mahcup değil, mağrur bir şekilde
“ben bir gazeteciyim” diyorlar.
6-Dernekçiliği sadece “lokal hizmetleri” olarak görmüyoruz. Taşıdığımız “gazeteci”
sıfatının ve yüklendiğimiz görevin sorumluluğuyla şehrimizin, toplumun ve mesleğimizin
sorunlarıyla ilgilenmeyi asli vazife olarak görüyoruz. Bu kapsamda dernek olarak Marmara
Üniversitesine bir “Yerel Medya Raporu” hazırlattık. Gerekli düzeltmeleri yaptıktan sonra
bu raporu ilgili yerlere takdim edeceğiz. Eminiz, bu raporu takdim ettiğimiz muhataplarımız
bundan sonra bizi daha ciddiye alacakalar, sorunlarımıza ve isteklerimize daha samimi
yaklaşacaklardır.
7-Hem yerel, hem de merkezi yönetici ve temsilcilerle sürekli ilişki içinde olmaya
çalıştık. Bu kapsamda bölge milletvekillerimizle kahvaltıda bir araya geldik. Böylece yerel
medya mensupları olarak kendilerine sıkıntılarımızı, isteklerimizi anlatma fırsatı bulduk.
İnanıyoruz ki bu görüşmelerimiz kısa vadede meyvesini verecektir.
8-Yerel medya derneği olarak yerel ve merkezi idarecilerimizle sürekli irtibat
halinde olmamızın güzel sonuçları da ortaya çıkmaya başladı. Bir mensubumuzu Sanayi
ve Ticaret Bakanlığı bünyesindeki “Reklam Komisyonu”na üye olarak verdik. Bu tür
gelişmelerin önümüzdeki dönemde daha da artacağına inanıyoruz.
9-Derneklerin en büyük sorunu, kendilerine ait bir yerin olmayışıdır. Yüzlerce üyesi
olan kırk yıllık dernekler bile kiralık katlarda oturuyorlar. Henüz çiçeği burnunda bir dernek
olmamıza rağmen yakında derneğe ait bir binaya kavuşacağımızı da müjdelemek isterim.
Sayın valimizi ziyaretimiz sırasında kendisine bu meyanda talebimizi ilettik. Kendisi de
bize bir arsa bulmamızı, gerekeni yapacaklarını ifade ettiler. Bu konudaki çalışmamız
sürüyor. Arsa bulunduğu takdirde üzerine bir bina inşa etmeyi düşünüyoruz. Bu bina, içiyle
ve dışıyla yerel medyanın adeta bir vitrini olsun diye düşünüyoruz. İçinde haber, fotoğraf,
grafik atölyeleri bulunacak. Çok amaçlı bir salonu olacak. Bu salonda eğitim faaliyetleri
gerçekleştireceğiz.
Değerli arkadaşlar, sizlere bir yıl boyunca yaptığımız faaliyetlerden bazılarını arz
etmeye çalıştım. Burada şunu da söylemek isterim ki dernekçilik sadece mensuplarını
her zaman haklı çıkarmak, sürekli onları pohpohlamak, sürekli haklarını dillendirmek
değildir. Dernekçilik; mensuplarını eğitmek, bilinçlendirmek, hakları kadar görevlerini
ve mesuliyetlerini de hatırlatmaktır. Bu meyanda, başta kendime olmak üzere herkese
görevlerimiz konusunda daha hassas olmamızı, işimizi dürüstçe, meslek etik kurallarına
uygun biçimde yapmamız gerektiğini hatırlatmak isterim.
Dernek yönetim kurulu olarak amacımız; önce kendi içimizde birliği sağlamak,
aramızda sevgi, saygı, dostluk duyguları oluşturmak; sonra da dış dünyaya sesimizi,
varlığımızı gür ve kendinden emin bir sesle duyurmaktır. Yeni dönemde de aynı heyecanla çalışacağımızı bilmenizi ister, hepinize sevgi ve saygılarımı sunarım.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.