AYASOFYA !

Hasret bitti, kavuşma günü geldi Ayasofya…

Karabulutlar dağıldı üzerinden şükürler olsun…

Fethin müjdelediği komutan Fatih Sultan Mehmet Han’ın vakfiyesinde yazılı laneti üzerimizden kalktı Elhamdülillah.

Merhum tarihçi Kadir Mısıroğlu bir konuşmasında "Ayasofya’nın açılması yakın bir gelecekte olacak. Çünkü mevsim İslâm’a doğru gidiş mevsimidir. Bu gidişin bir safhası da Ayasofya olacak. Ayasofya ile ilgili daha bir sürü gelişme olacak ve mevsim, İslam’ın galebesine doğru gidilme mevsimi olacak” demişti. Ayasofyanın açılmasınında "Tahmin ederim çok gecikmeden o da Tayyip Bey’e nasip olur” sözleriyle Sn Cumhurbaşkanımız tarafından gerçekleştiriebileceğini söylemişti. Bu bir kehanet değildi elbette. Bu tarihi bir şahsiyetin okumaları, tecrübelerinin yansımasıydı ve öylede oldu.

Bizler Ayasofyanın hasretiyle gönülleri yanıp tutuşan müminler olarak, gönül coğrafyamızdaki bütün kardeşlerimizle birlikte ümmet olarak sevindik, adeta bayram yapıyoruz. Ancak, hem içeriden ve dışarıdan Ayasofyanın müze olarak kalmasını isteyenler kahroldular, üzüldüler ard arda açıklamalarla bu durumun kabul edilemez olduğunu ifade ettiler. Bu açıklamalardan beni en çok mutlu eden Papa nın açıklamalarıydı. St. Peter Meydanı'nda Pazar ayininde bir konuşma yapan Papa, "Düşüncelerim İstanbul'a gidiyor. Ayasofya'yı düşünüyorum ve çok acı çekiyorum" ifadelerini kullanmış.

Sadece o mu acı çekiyor dersiniz. İçimizde olupta nice acı çekenler var. 86 yıldır biz ve ecdadımız acı çektik, üzüldük kahrolduk, siz sevindiniz, güldünüz. Şimdi biraz da biz sevinelim siz acı çekin, hemde kıyamete kadar...

Ayasofya’yı vakfiyede belirtilen şartlar doğrultusunda Camiiye çevrilmesinde iradesini cesaretle ortaya koyan başta Sn. Cumhurbaşkanımıza, yaptığı açıklamalarla bu sürece katkı sunan sn. Bahçeliye, Davayı açan vakıf yetkililerine, Hukukun gereğini yerine getiren Danıştay üyelerine, Bu güne kadar Ayasofyayı gündemden hiç düşürmeyen mütefekkir, yazar, stk temsilcileri, gönül insanları ve aziz milletimize teşekkür ediyorum.

15 TEMMUZ !

Bu gün 15 Temmuz hain darbe girişiminin üzerinden tam dört yıl geçti. Hafızalar taze, unutmadık, unutturmayacağız.

Fetö terör örgütünün kirli ve gizli emellerini gerçekleştirmek için dinimizi, manevi değerlerimizi, kavramlarımızı nasıl istismar ettiklerini unutturmayacağız.

Zifiri karanlık, 15 Temmuz gecesini imanlarının meşalesiyle aydınlatıp şehadete koşan ve bizlere Aydınlık bir gelecek bırakanları da unutmayacağız, unutturmayacağız.

15 Temmuz gibi haince girişimlerin tekrar yaşanmaması için, Milli ve Manevi duygularımızı zinde tutup, birlik ve beraberliğimize kasdedenlere karşı her daim omuz omuza mücadele edeceğiz.

Bu tür haince girişimler, İstismarcıların mankurtlaştırdığı şahıslar tarafından hayata geçirilmeye çalışılmıştır. Bu nedenle de nesillerimizi milli ve manevi duygularla yetiştireceğiz.

Özellikle de sahih dini bilgilerle donatıp, Din İstismarının önüne geçerek bu tür nifak oluşumlarının filizlenmesine fırsat vermeyeceğiz…

İşte bu sebeplerledir ki 15 Temmuz bir milattır. Unutulur ve unutturulursa tekrar eder, hafızalarda canlı tutulursa kimse böyle haince bir girişime cesaret edemez.

Bu vesileyle başta 15 Temmuz şehitlerimiz olmak üzere bütün şehitlerimizi hayırla yad ediyor, gazilerimize şükranlarımızı sunuyorum.

Allah bu millete böyle acılar, karanlık gün ve geceler yaşatmasın…