05 Aralık 2024
  • İstanbul8°C
  • Ankara4°C

AKİF'İN EVİNDE KİMSE BENİ GÖRMEDİ ÇOK ŞÜKÜR

Burhanettin Çakıcı

22 Ağustos 2023 Salı 14:13

dün cadde- i kebirde gezerken gözüm gayri ihtiyari mısır apartımanına takıldı.

merhum mehmet akif'in son günlerini geçirdiği mısır apartımanına.

önceleri akif'in orada yaşadığına ve orada vefat ettiğine dair hiçbir ibare yoktu apartımanda. hatta bu fakir o zamanlar bir gazetede bu mevzuyu ele almış, müze yapmamışsınız, bari kapısına bir levha asın diye seslenmişti ilgililere.

neyse, sonraki yıllarda kapıya küçük bir levha asılmıştı.

dünkü gezintimde akif merhumun yaşadığı dördüncü kattaki dairenin mehmet akif hatıra evi olarak düzenlendiğini görünce geç de olsa iyi bir şey yapılmış diye sevindim ve çıktım dördüncü kata.

akif'in hatırasına, şanına pek layık olmasa da yine de fena sayılmazdı hatıra evi.

içeride bir saatten fazla kaldım.

bu süre zarfında benden başka bir allahın kulunun hatıra evine gelmediğini fark ettim.

ve kendimden utandım.

mahcup oldum.

yerin dibine geçtim.

cehaletime kızdım.

dedim ki kendi kendime, oolum burhan...

sen ne kadar cahil, sen ne kadar ham bir insansın.

bu eve ilk defa giriyorsun.

şiir odasında akif'in şiirlerini dinliyor, belgesel odasında hayatını izliyorsun akif'in.

niye?

çünkü sen bunları bilmiyordun. yeni öğreniyorsun.

senin öğrenmeye ihtiyacın var.

çünkü bilmiyorsun.

senin burada akif'in şiirlerini dinlemeye ihtiyacın var.

çünkü bilmiyorsun.

senin burada milli mücadele yıllarını anlatan belgeselleri izlemeye ihtiyacın var.

çünkü bilmiyorsun.

dolayısıyla senin burada olman normal.

çünkü bunları bilmiyordun.

öğrenmen gerekiyordu ve şimdi öğreniyorsun.

ama dışarıdaki kalabalık öyle mi?

onlar zaten biliyorlar senin burada gördüklerini, burada duyduklarını.

onların ihtiyacı yok böyle şeylere.

çünkü onlar zaten biliyorlar bunları.

sen giderken onlar dönüyordu.

evet, çok utandım.

ama hatıra evinde kimseye görülmeyişimle teselli buldum.

maazallah ben içerideyken biri girseydi içeriye yerin dibine geçerdim.

cehaletimi o da görürdü.

şuna bak derdi, bu yaşa gelmiş hâlâ öğrenememiş akif'i.

ama dediğim gibi kimse girmedi içeriye de biz de basılmaktan kurtulduk.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.