AHMET YURTMAN?A VEFA VE UĞURLAMA
Geçtiğimiz haftalarda Ali Yalçın için Eğitim-Bir Sen İstanbul 4 No.lu Şubenin düzenlediği muhteşem bir ‘’Vefa Programının’’ ardından, Eğitim-Bir Sen İstanbul 3 No.lu Şube de Ahmet Yurtman için benzer bir ‘’Vefa Programı’’ düzenledi.
Vefa; görülen iyilikleri unutmama, iyilikte bulunanlara misliyle veya daha güzeliyle karşılık vermeye devam etme. Olarak tanımlanır. Böyle davrananlara da vefakâr denir. Hele-hele Ali Yalçın gibi, Ahmet Yurtman gibi kendisini vatanına-milletine vakfetmiş olup hizmet ehli kişilere karşı vefalı olmak onları tanıyan, beraber yola revan olan insanların boynunun borcudur. İşte düzenlenen bu programlar bu güzel insanlara karşı bir vefakârlık örneğidir.
Uzun yıllar Memur-Sen İstanbul İl Temsilciliği ve Eğitim-Bir Sen İstanbul 3 No.lu Şube Başkanlığı görevini yürüten, Milletvekili aday adayı olması nedeniyle istifa eden Yurtman için düzenlenen geceye; Eğitim-Bir Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Kültür eski Bakanı İsmail Kahraman, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcıları, İlçe Milli Eğitim Müdürleri ve yardımcıları, çok sayıda Eğitim-Bir Sen ve Memur-Sen üyesi ile davetliler katıldı.
İstanbul Zübeyde Hanım Öğretmenevi’nde düzenlenen gecede Ahmet Yurtman’ın öz geçmişi ve sendikal hizmetlerini tanıtan bir sunu izletildi. Ardından Eğitim-Bir Sen İstanbul 3 No.lu Şube Başkanı Erol Ermiş kısa bir konuşma yaptı. Ermiş özetle şöyle konuştu; ‘’Değerli Başkanım; 12 yıldır beraberiz. Bize çok şey öğrettin. Arka sokaklardan ana caddelere çıkmayı başkanımdan öğrendik. Adam gibi adam olmayı, dik durmayı senden öğrendik. Kongremiz geçeli dört ay oldu. Seni çok arıyoruz. Sizden aldığımız bayrağı daha yukarı taşımak için gayret ediyoruz. Başkanım, gözünüz arkada kalmasın. Şubemiz olarak 3.500, İstanbul ili olarak 16.500, Memur-Sen olarak İl bazında 48.000’lere ulaştık. Onursal Başkanımız Memur-Sendeki hizmetini tamamladı. Rotasını siyasete çevirdi. Daha büyük hizmetlere talip oldu. Sayın Bakanım! Zatı Âlinize, tüm protokol üyelerine ve davetlilere katılımlarınızdan dolayı teşekkür ederim. Sayın Başkanımıza da bundan sonraki yolculuğunda başarılar dilerim.’’ Daha sonra kürsüye Ahmet Yurtman davet edildi. Yurtman şöyle konuştu;
‘’17 Yıl nasıl geçti? Bilemiyorum. 1992 de Çamlıca da bizi topladılar. Üye olun dediler. Hiçbir şey bilmiyoruz. 1994’te Rahmetli Genel Başkanımızın talimatıyla İstanbul 3 No.lu Şubeyi kurduk. Çalışmalara başladık. 28 Şubat sürecinde sıkıntılar çektik. Ecevit Hükümeti zamanında 40 bin Memur-Sen üyesinin görevden atılması için kanun teklifi hazırlandı. A.N.Sezer veto etti, onaylamadı. Böyle bir iyiliği de oldu, onu da anıyoruz. İstanbul da çok güzel dostlarım, arkadaşlarım oldu. Öğretmenliğe yeni başladığım yıllarda bir Psikologa gittim. Psikolog sordu. Nedir şikâyetin? -Dedim ki; efendim ben yeni öğretmenim. Sınıfa girip öğrencilerimin karşısında konuşmaya başladığım zaman hep yüzüm kızarıyor. Bunun çaresi var mı? Yaşlı ve ömür görmüş Doktor dedi ki; -Hocam sana ne mutlu! Yüzün kızarıyor. Bu toplumda nice yüzü kızarmayanlar var. Onlar utansın! Dedi. Üyelerimin peşinde koşa-koşa geldim. 17 yıldır koşturmuşum. Bugün için İstanbul da 2750 arkadaşımız idareci konumda. Geçmişte bizim üyemiz olan arkadaşlarımızın izin ihtiyacı olduğu zaman okul müdürü, önüne istifa formunu uzatıyordu. Sendikandan istifa et, öyle gel diyordu. Siz öyle bir idarecilik yapın ki; herkes sizi sevsin. Sizin şerrinizden değil adaletinizden dolayı sizin yanınızda olsun. Benim bundan sonra sendika ile bağım bitmiş ama gönül bağım devam edecektir. Hepinize yürekten teşekkür ediyorum.’’ Dedi. Daha sonra İstanbul İl Milli Eğitim Koordinatör Müdür Yardımcısı Mukadder Gürsoy kısa bir selamlama konuşması yaptı. Gürsoy özetle şöyle konuştu;
‘’Bizlere onurlu bir duruşa sahip olmayı, yönetici olmayı öğretti. Çok şey öğretti. Kendisine ne kadar teşekkür etsem azdır. Bizler düşünce misyonunu temsil ediyorduk. Geçmişte Milli Eğitim de horlanıyor, dışlanıyorduk. Bizlere onurlu ve dik duruşu öğrettin. O dönemlerde yol yoktu. Bize yol açtı, çığır açmıştı. Vefalı olun derdi. Dürüst olun, paraya, mala ve kirli işlere bulaşmayacaksınız, derdi. Düzgün giyinin, derdi. Bizleri eğitti. Sendikadan biri İstanbul dışından gelmişse; Hava alanında veya terminalde karşılayın. Derdi. H.z. Peygamber (s.a.s.) Müslümanları Necaşiye göndermişti. Necaşi onları koruyup himaye etmişti. Necaşi ölünce Peygamberimiz gıyabi cenaze namazını kılmıştı. Seneler sonra oğlu Medine’ye gelince Efendimiz bizzat kendisi hizmet etmişti. İşte bizim Vefakârlık anlayışımızın kaynağı budur. Hepinizi en içten dileklerimle selamlarken; 15 yıl beraber çalıştığım, bugün sizlerin de vekâletini alarak Ahmet Yurtman Kardeşimiz aramızdan ayrıldı. Kendisine en iyi hizmetler diler, seni seviyoruz bizlere çığır açan adam diyorum.’’ Daha sonra Eğitim-Bir Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu konuşmasını yapmak üzere kürsüye geldi. Gündoğdu konuşmasında özetle şu konulara değindi,
‘’ Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen’in bu kadar büyümesinde, bu günlere gelmesinde Yurtman gibi vefakâr, kendini adamış gönül erlerinin büyük payı olmuştur. İstanbul’da beraber sendikacılık yaptıkları günleri hatırlıyorum. Ahmet Yurtman, bir gönül adamıdır. Yıllarca İstanbul’da beraber çalıştık. Ben Ankara’ya gittikten sonra yine beraber çalıştık. Bir kez bile kendisi adına talepte bulunmak için telefon açmamıştır. Hep mağdurların, hakkı yenilenin yanında oldu. Hep dayak yiyen üyelerimiz için aradı. Kendisi için hiç aramadı. Çıktığı bu yolda da kendisine başarılar diliyorum. Allah, hakkında hayırlı olanı versin. Ahmet Başkanla ilgili söylenecek çok söz var. Öncelikle kendisiyle barışık. Hangi şart ve ortamda olursa olsun, çilesini seven biri. 1994’te aramıza katıldı. 10’larca okul müdürünün yanlışlıkları üzerine gittik. 28 Şubat sürecinde taşlar bağlanmış, köpekler salıverilmiş. 720 Başörtülü öğretmen kıyıma uğratıldı. Lâiklik bahane edilerek yüzlerce insan kıyıma uğratıldı. Türkiye’yi dolaşıyoruz. Niyazi Bey, Ahmet Bey ve ben aday’ız. Sonuç, ben (Ahmet Gündoğdu) seçildim. Geldi bana dedi ki, başkan emrindeyim.’’ Gündoğdu konuşmasını şöyle devam ettirdi;
‘’Memur-Sen’in 500 bin üyeye doğru hızla ilerlediğini, bu çalışmada gösterilen emeklerin, ülkeye olan borcun ödenmesi yönüyle büyük anlamı olduğunu kaydetti. 12 Eylül referandumu öncesi Kızılcahamam’da düzenledikleri Türkiye Buluşması’nda yaptığı konuşmayı katılımcılarla paylaşan Ahmet Gündoğdu; O zaman demiştik ki, ‘Referandumda ‘hayır’ çıkarsa, bizim anamız ağlamaya devam edecek. ‘Evet’ çıkarsa da yıllardır milletin anasını ağlatanların anası ağlayacak. Bugün millete olan borcun ödenme günüdür.’ İşte, o gayret ve çalışma ile sivil ve demokratik anayasanın yolu açılmıştır. Kamu görevlileri toplu sözleşme hakkına kavuşmuştur. HSYK ve YAŞ kararlarının bir kısmı yargı denetimine açılmıştır. 2010 yılı toplu görüşmelerinde, 9 yılın en iyi sonuçlarını aldık. Masaya oturmayı alışkanlık edinenlerle, masaya oturup sonra da kaçmayı gelenekselleştirenlerin bu başarıda pay sahibi olamadıklarını vurguladı. Toplu sözleşme hakkını alanın Memur-Sen olduğunu belirtti. 12 Haziran seçimleri sonrası oluşacak TBMM’den yeni bir anayasa beklediklerini; kamu çalışanlarına yönelik grev ve siyaset yasağının kaldırılmasının olmazsa olmazları olduğunu dile getirdi.‘’
Daha sonra kısa bir selamlama konuşması yapan Kültür eski Bakanı İsmail Kahraman’ın ardından Ahmet Yurtman’a Plaket ve çeşitli hediyeler takdim edildi. Bende Yurtman’a hayırlı hizmetler temenni ederim.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.