AĞZI OLAN %50 DİYOR

Türkiye hızlı bir şekilde iki partili sisteme doğru gidiyor. ABD’deki demokratlar ve cumhuriyetçiler gibi. AK Parti demokratları, CHP ise cumhuriyetçileri temsil ediyor.
2002 genel seçimleriyle ortaya çıkan bu durum, %10 barajı var oldukça devam edecek gibi görünüyor.
3 Kasım 2002’de TBMM’ye AK Parti ve CHP girebilmişti. 2007 seçimlerinden sonra ise TBMM, AK Parti, CHP ve MHP olmak üzere üç partiye evsahipliği yapıyor.
Önümüzde 2011 seçimleri var. Anketlerden anlacağı üzere meclisteki bu tablo yine değişmeyecek.
Gerçi, seçime daha dört ay var. Oy oranlarında değişmeler olabilir. Bu süreçte partilerin yapacakları propaganda çalışmaları, liderlerin televizyon konuşmaları, mitingler, milletvekili adaylarının çalışmaları ve teşkilat çalışmaları sonucu etkileyecek unsurlar olacak.
KCK tarafından son günlerde tırmandırılan terör olayları da sonuçlara etki edebilecek.
Bu seçimlerde HAS Parti, Saadet Partisi ve Büyük Birlik Partisi’nin neler yapabileceği de merak ediliyor. Abdüllatif Şener’in Türkiye Partisi’de merak uyandıran bir diğer siyasi parti.
HAS Parti ve Türkiye Partisi seçime ilk kez giriyor. Alacakları oy, liderlerinin göstereceği performans partilerin gelecekteki durumları açısından önemli. Bu seçimde herkesten fazla çalışmaları gerekiyor.
Bir diğer hususta iktidar partisinin durumu. Anketlerde AK Parti %50’lerde gösteriliyor. Bazı anketler de oran %55’e kadar çıkabiliyor.
İktidar partisi için bu durum son derece tehlikelidir. Oy oranının bu kadar yüksek gösterilmesi ve sıkça dillendirilip, medyada, gazete sayfalarında genişçe yer bulması ve manşetlere çıkması AK Parti açısından hayra alamet değildir.
Ne demek istediğimi anlamak isteyenler 2009 yerel seçimlerine bakmalıdır. Mart ayında yapılan seçimlerden önceki gazete manşetlerini akıllarına getirmelidir.
AK Parti %52, AK Parti %48 vb başlıklar gazetelerin sürmanşetleri ve manşetlerini süslüyordu.
Bu haberler ve anket sonuçları AK Parti seçmenini rahatlatmış, rehavete itmişti.
Milli Görüş kökenli bir çok seçmen “Nasıl olsa AK Parti kazanıyor” diyerek, Saadet Partisi’ne ve Büyük Birlik Partisi’ne oy vermişti. Bağımsızlara giden oyların bir kısmı da AK Parti’nin potansiyel oylarıydı.
Seçim sonuçları anketlerin gösterdiği gibi gerçekleşmedi.
İktidar Partisi %48-50 oranında oy beklerken %37.8 oy alabildi. Bir çok il belediye başkanlığı kaybedildi.
Neredeyse İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirler de elden gidiyordu.
Bölgemizde Maltepe ve Kartal ilçelerinin belediye başkanlıkları kaybedildi. Tuzla’da ise seçim kılpayı kazanıldı.
İktidar partisi için aynı tehlike yine söz konusu. Ağzını açan %50’den aşağı konuşmuyor.
İktidar Partisine yakın olan gazetelerde köşeleri tutan yazar çizerlerde %50’lerden konuşuyor.
2009 yerel seçimlerinden önceki koro yine işbaşında.
Sesleri çok fazla çıkmaya başladı.
Bazı hayvanlar, özellikle de kutup ayıları yavrularını severek öldürüyorlar.
İstikrara ihtiyacı olan, demokrasisinin kalitesini yükseltmek isteyen Türkiye’de herkes sağduyulu ve dikkatli olmalıdır.
Ayaklar yere sağlam basmalıdır.
Telafisi mümkün olmayan hatalardan uzak durulmalıdır.