ADAY ADAYLARINA! 

Yönetmeye talip olan siyasilere mesajım var. Zorlu bir yolculuğa çıkıyorsunuz, zor olan ve herkesin kaldıramayacağı yükü omuzlamaya niyet ettiniz. Ne diyelim, yolunuz açık olsun.

Haktan yana bir çizgide olursanız Allah yardımcınız olsun muvaffakiyetler versin dilerim. Aksi bir durum için Allah sizi ıslah etsin, yolunuzu kapatsın, imkan ve fırsat vermesin.

Tarihi bir hadiseyi paylaşarak, takip ettiğiniz sürece yanlışa düşmeyeceğiniz, gözardı ettiğinizde de burnunuzun daima sürtüleceği bir durumla karşı karşıya kalabileceğinizi hatırlatmak istiyorum.

Hz. Muâviye bir gün, Hz. Aişe'ye, "Bana tavsiyelerini yaz, fakat çok fazla şey de yazma!" diye bir mektup gönderdi. Bunun üzerine Hz. Aişe r. anha şunu yazdı:

"Selâm sana! Sadede gelecek olursak, ben Rasûlullah'ın (as.) şöyle söylediğini işittim:

"Kim, insanları gücendirmek pahasına da olsa Allah'ın rızasını ararsa, insanların yol açtığı dertlere karşı Allah ona yeter. Kim ki Allah'ı kızdırmak pahasına da olsa insanların rızasını ararsa, Allah da onu insanların eline bırakır".

Bu hadis-i şerifte son derece önemli bir konu işlenmektedir. Şüphesiz dünyada insanlarla iyi geçinmek gerekir. Bunun için de çoğu kez insanları memnun etmek için çaba gösteririz. Ancak hadisimize göre amaç sadece insanları memnun etmek olmamalıdır. Çünkü bunun Adil bir ölçüsü yoktur. Her insan, kendi çıkarına ve menfaatine, uygun olanı ister. Bu tutum ise bir başkasının zarar görmesine yol açabilir.

 Hiç kimse kendi zararına da olsa başkasına Adil olabilmeyi tam anlamıyla düşünemez ve başaramaz. Zira o, taraflardan biridir.

Fakat Cenâb-ı Hak taraf değildir ve mutlak olarak adaleti gözetir, hakkı ve doğru olanı emreder. 

Hz Aişe'nin bu tavsiyeyi, özellikle Devlet Başkanı olan Hz Muaviye'ye yapması ayrı bir önem arz etmektedir. Çünkü, Devlet Başkanlığı icra makamıdır ve bütün insanların hakkını hukukunu ilgilendiren kararlar almaktadır.

Bu hadiseden yönetmeye talip kişiler olarak bu gün için ders çıkarmak gerekirse şunları ifade etmek isterim.

Önümüzde malumunuz yerel yönetim seçimleri var. Belediye Başkan Aday adayları, meclis üyesi aday adayları, muhtar adayları, velhasıl yönetmeye talip olmuş kişiler kapı kapı dolaşmaya başladı.

Amacınız sadece seçilmek olmasın. Üstleneceğiz görevin ağır bir imtihan olduğunu bilin. Ekibinizi kurarken dalkavukluk yapacak, "padişahım çok yaşa" diyecek kişilere yer vermeyin. Hayırlı hizmetlere imza atmanız için baş ve gövdesini koyan, yanlış bir iş yapacak olsanız yolunuza taş koyan ve sizi bu işten men edecek kişiliklere yer verin.

Hedefiniz ve gayeniz bazılarının ifade ettiği gibi "sınırsız vatandaş memnuniyeti" olmasın.
Elbette vatandaşların memnuniyeti önemlidir ancak insanların talepleri ve memnuniyetleri her zaman hak ölçüleri içerisinde olmayabilir.
Allah'ın rızası ve isteği doğrultusunda hizmet yapmaya talip olun ki, Allah cc çıktığınız yolda yardımcınız olsun. Bu husus, her seviyedeki yönetici için aynı derecede önemlidir.

Kimseye akıl verme, yol gösterme gibi bir gayemiz yoktur. Herkes aklını ve idrakini kullanabilecek durumdadır. Ancak biz "(Ey Resulüm!) Sen yine de öğüt verip hatırlat; çünkü gerçekten öğütle hatırlatma, mü'minlere yarar sağlayacaktır" ayetinin dikkate alınacağını umuyoruz.

Son olarak, Aişe validemiz, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

“Allah bir yönetici hakkında hayır dilediği zaman ona doğru konuşan ve doğru iş yapan bir yardımcı nasip eder. Eğer o yönetici yapılması gereken bir işi unutursa yardımcısı ona ha­tırlatır, o işin yapılması hususunda yöneticiye yardımcı olur.

Eğer Allah onun hakkında başka bir şey dilemişse ona kötü bir yardımcı verir. Yönetici yapılması gereken bir işi unutursa yardımcısı ona hatırlatmaz, yönetici hatırlasa bile işin yapılmasında ona yardımcı olmaz.” (Ebû Dâvûd) 

Yönetici olmak isteyenlere bu hususları arz eder, muvaffakiyetler dilerim

Selam ve dua ile.