ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR

Adalet hissi önce bütün gönüllerde olması gerekiyor. Kalbinde adalet duygusu taşımayanın, ailede, toplumsal yaşamda, davranış ve kazanımlarında adaleti uygulaması, adaletli davranması mümkün değildir. Maalesef insanların çoğu başkaları için adalet, kendisi için ayrıcalık istiyor. Böyle olunca da yöneticilere sürekli ayrıcalık talebi geliyor. Adalet talebi mağdur olunca devreye giriyor. Yani mağdurlar adalet, diğerleri ayrıcalık istiyor. Böyle iki tarafı keskin bir bıçak sırtında adaleti uygulamak gerçekten zordur ama şarttır, gereklidir. Bir ülkede adalet varsa orada huzur ve barış vardır. Adaleti tesis etmek zordur ama kutsal bir görevdir.

İslam dini temel olarak adalet ve yüksek ahlakı tesis etmek için kurallar koyuyor. Adaleti emrediyor. ( Nahl Suresi 16/90)
Adalet, kamil imanın vaz geçilmez unsurudur. Devletin güçlü olması adaletle mümkündür. Yüksek ahlak ve adalet duygusuna sahip insanlar, adaleti hem uygular hem de baş tacı ederler.

Adaletin uygulandığı bir yerde herkes hakkına razı olur. Ancak adalet duygusunun yıprandığı bir yerde her şey rayından çıkar. Bir tarafı düzeltirsin diğer taraftan yeni sorunlar çıkar. 

Dünyada insanlar ve toplumlar adalete ne kadar yaklaşırlarsa o kadar cennet gibi bir dünya oluşur. 

Yeryüzünde en büyük güç adalettir. Güçlü olanların adaleti uygulaması, kendi güçlerinin devamı için şarttır. Adaletten uzaklaşmak gücü de, kudreti de zamanla zayıflatır ve yok eder. 

Adalet; devletler için de, insanlar için de, toplumsal ilişkilerin sağlam ve güçlü olması için de, huzur, barış ve bereket için de bulunmaz bir nimettir. 

Adaleti herkes ister ancak hakkına razı olan az. Fırsat ve imkan bulduğu zaman çoğu insan adaletsizliğe meyleder. Kişinin kendi adaletsizliği ya da zulmü kendisine hak gibi görünür. Önce haksızlığı hak zannederek zulüm başlar. Daha sonra haksızlığı sağlamlaştırmak için deliller ve bahaneler aranır. 

Adalet duygusunu ve adaleti şahsi hayatımızda tesis etmeye çalışmak bizi huzurlu yapar. Ne kadar imkan ve varlığımız olursa olsun adaletten uzak davranış ve uygulama yapıyorsak önce kendi huzurumuz sonra aile huzurumuz bozulur. 

Dünyayı zulüm sarmışsa sebebi insanların ihtiraslarıdır. Bazan, bir zalim insan bütün dünya insanlığının huzurunu bozar ve dünyayı yaşanmaz hale getirir. Zalimlerin fırsat bulması en tehlikeli silahtan daha büyük hasar verir. 

Devletlerin de, toplumların da, fert fert insanların da en büyük gücü ve sığınağı adalettir. İşe önce kendimizden başlamalıyız. İğneyi kendimize çuvaldızı başkalarına batırmalıyız. Adalet duygusu çocuklara daha küçükken aşılanmalıdır. Bencillik değil, paylaşım ve yardımlaşma öğretilmelidir. Haram, helal, hak, hukuk çocuğun ilk öğreneceği kavramlar olmalıdır.

Milletlerin refahı adalet ve merhamet medeniyeti olan İslam ahlak ve faziletinin hayatın her alanına nüfuz etmesi ile mümkündür.