AB ÇALIŞMA ZİYARETİ

AB Bakanlığı ve İngiltere Büyükelçiliği?nin organizasyonundagerçekleştirilen ?Türk Yerel Medyası AB Yolunda?  programı çerçevesinde geçtiğimiz hafta Brüksel ve Londra?yaçalışma ziyareti gerçekleştirdik.

Türkiye?nin değişik coğrafi bölgelerinden 10 yerel medyamensubu ve 3 bakanlık yetkilisiyle birlikte gerçekleştirdiğimiz çalışmaziyareti, her yönüyle faydalı oldu.

Çalışma ziyaretine Marmara Bölgesi?nden katılan tek yerelmedya mensubu olmanın sorumluluğuyla oldukça dikkatliydim.

5 Mart sabahı Brüksel Havalimanı?na iner inmez soluğu ABParlementosu?nda aldık. Burada AB yetkilileriyle bir basın toplantısı organizeedilmişti. Avrupa Komisyonu Genişleme ve Komşuluk Politikası Basın Birimi?ndekonuşmacı Peter Stano, Türkiye?nin üyelik süreciyle ilgili bilgi verdi. ABüyesi 27 ülkeden, en az 16 üye ülkenin Türkiye?nin üyeliğini desteklediğini,3-4 üyenin ortada olduğunu ve  10kadar üye ülkenin de Türkiye?nin üyeliğine karşı çıktığını söyledi. Karşı çıkanülkelerde ise başı çekenler Almanya ve Fransa. Bunlara Kıbrıs Rum Kesimi veYunanistan?ı da eklemek mümkün. Aslında tüm üye ülkeler Almanya ve Fransa?nınne dediğine bakıyor. Bu iki büyük üye ülke onay verirse, geri kalanının rızasını almak hiç te zor olmuyor.Aslında AB demek, Almanya ve Fransa işbirliği demek.

Almanya ve Fransa, Türkiye?nin nüfusundan korkuyor. Gelecek10 yılda Türkiye, Almanya?yı nüfus olarak geride bırakacak. Almanya süreklinüfus kaybediyor, Türkiye?nin ise nüfusu artıyor. Türkiye, en fazla nüfusuylaAB Parlementosu?nda en fazla milletvekiliyle temsil edilen ülke olacak.

Almanya ve Fransa bu yüzden Türkiye?yi istemiyor. Bizimanladığımız; yakın vade de Türkiye?nin AB üyesi olması uzak ihtimal.

Daha sonra Avrupa Gazetecileri Merkezi?ni ve Basın Kulübü?nüziyaret ettik. Burada merkezin başkanı Maria Laura Franciosi ile görüştük.İtalyan bir bayan olan Maria, Türkiye?nin AB üyeliğine destek verenlerden. ?Bensizin dostunuzum.? Diyecek kadar samimi bir Türkiye destekçisi.

Bize Türkiye?deki tutuklu gazeteciler konusunu soruyor.Türkiye?de 125 gazetecinin cezaevinde olduğunu ve bu durumun AB üyeliğine adaybir ülkeye yakışmadığını söylüyor. Türkiye?nin bu durumu izah edemeyeceğinikaydederek, açık bir eleştiri getiriyor.

Maria?nın sözlerine cevap vermek için söz istiyorum veTürkiye?de gazetecilik suçundan dolayı, düşünce suçundan dolayı hiç birgazetecinin tutuklu olmadığını söylüyorum. Ülkemizde demokrasiyi kesintiyeuğratmak isteyen cuntayla işbirliği yapan gazetecilerin cevaevinde olduğunuifade ediyorum.

Bu manadaki diğer söylemlerimle ülkemi savunuyorum. AncakAvrupalılara sözle bir şeyler anlatmanın mümkün olmadığını müşahade ediyorum.

Daha sonra Türkiye?nin Brüksel Büyükelçisi ile bir araya geldik. Türkiye?nin ABNezdindeki AB Daimi Temsilciliği?ndeki görüşmede, Türkiye?nin AB süreci ileilgili olarak bir kez daha bilgilendirildik.

Ertesi gün AB Bakanı Sayın Egemen BAĞIŞ ile yine Türkiye?ninBrüksel?deki AB Nezdinde Türkiye Daimi Temsilciliği?nde buluştuk. Egemen BAĞIŞ,basın toplantısında yerel medyayı çok önemsediğini, AB süreciyle ilgili TürkHalkına en sağlıklı biginin yerel medya aracılığıyla ulaştırılabileceğinikaydetti.

Yine aynı merkezde Zaman Gazetesi?nin Brüksel TemsilciSelçuk GÜLTAŞI ile bir araya geliyoruz. GÜLTAŞI, meseleye o kadar hakim ki; ABsüreciye ilgili bize en sağlıklı bilgiyi verenlerden oluyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy?nin Başbakan Recep TayyipErdoğan?ı kızdırmak için yaptığı hamleleri ve çabaları anlatıyor. Sarkozy?ninFransa seçimleri yaklaştıkça İslam karşıtlığının artacağını ve İslam Alemi veözellikle Türkiye?ye yönelik daha sert ifadelerde bulunacağını ve bu amaçla daaşırı sağcı oyları almayı amaçladığını ifade ediyor.

Brüksel?de faaliyet gösteren İnter-Media Bruxellesbünyesindeki medya mensuplarıyla da biraraya geldik.

Merkezin başkanı Sayın Yusuf ÇINAL ile sohbet ettik. YusufÇINAL, eski bir dostum, daha doğru bir ifadeyle gazeteciliğe başladım ilkyıllardaki Sorumlu Yazı İşleri Müdürüm. Üzerimde büyük emeği var. Yıllar sonraBrüksel?de karşılaşıyoruz. Brüksel?de iki ayrı gazete çıkarıyor. GazetelerTürkçe, Fransızca ve Flamence yayın yapıyor. Belçika?nın Türk kanaatönderlerinden, sözü geçiyor. Başı sıkışan ona geliyor.

Bizi çok iyi ağırladı. Bürüksel?de Türk damak zevkine hitapeden lezzetleri tattırdı bize.

Belçika?da 200 bin Türk?ün yaşadığını, bunlardan 7 binininkaçak olduğunu söyledi.

Türklerin Belçika?ya ilkolarak 1961 yılında gelmeye başladığını söyledi. 1968 yılında ilk camiderneğinin ve hemen akabinde Avrupa?nın ilk futbol takımının kurulduğubilgisini aldık.

Türklerin durumunun ekonomikanlamda iyi olmadığını, geriye dönüş için Türkiye Cumhuriyeti Devleti?ndendestek beklediklerini söyledi ve avrupada çalışmayı düşünenlere manidar birmesaj verdi; ?Gidin köyün kızını alın, soğan ekmek yeyin, sakın buralaragelmeyin.?

Yine Yusuf ÇINAL?dan;?İstanbul?a kar yağsa, biz Belçika?da şemsiye açıyoruz.?

Londra?yı da önümüzdekisayıya bırakalım.