08 Eylül 2024
  • İstanbul21°C
  • Ankara20°C

4+4+4=HAYAT OLSUN


 
Son günlerde zorunlu eğitimi on iki yıla çıkarmayı amaçlayan bir sistemin yasal zemini hazırlanmaktadır.. Halihazırdaki zorunlu eğitim sistemimizde öğrenci tam sekiz yıl okula gidip gelmektedir.
Sekiz yılın sonunda ortaya ne çıkmaktadır?
Okuma yazma bilen bireyler.
              Çağımızda okuma yazma bilen birey yetiştirmek ne işe yarar?
Hiçbir işe yaramaz.
Sadece ?ne iş olursa yaparım ağabeğ? deyip, elinden hiçbir iş gelmeyen insanlar yetişmektedir sekiz yılın sonunda.
Oysa geçim sorunu yaşayan çoğu ailenin ev reisliğini on beş yaşından itibaren üstlenen gençlerimiz bulunmaktadır.
Onun için hazırlanan yeni eğitim sisteminde, on üç-on beş yaş arası çocuklara kendisinin ve ailesinin istek ve ihtiyaçları doğrultusunda bir alan açılmalıdır. Bu alan, mesleki alan olabileceği gibi tamamen akademik bir alan da olabilir. Ortaokulu bitiren bir genç, mutlaka kendini bir dalda az da olsa yetişmiş hissetmelidir. Kendini bir mesleğe daha yakın görebilmelidir. Bunu sağlayacak ise, ortaokulda başlayacak meslek dersleridir. Ortaokulda başlayacak olan meslek dersleri, liselerde kemale erdirilerek öğrenci mezun edilmelidir.
?Ne iş olursa yaparım ağabeğ? diyen işsizlerden ancak böyle kurtulabiliriz. On beş yaşına gelmiş bir genç mutlaka bir iş alanına aidiyet duygusunu taşımalıdır.Bu aidiyet duygusunu ilerleyen zamanlarda geliştirebilir, çeşitlendirebilir. Bunu sağlayan bir sisteme ihtiyaç var.
Günümüzde ?ne iş olursa yaparım ağabeğ? diyenlerin büyük bir kısmı, ya düz lise mezunudur ya da sekiz yıllık ilköğretim okulu mezunudur. Hiçbir meslek lisesi mezunu ne iş olursa yaparım ağabeğ demez. Onunu mutlaka bir iş alanı vardır. İşini kendi branşında arar.
Yeni eğitim sisteminde beşinci sınıfın ortaokula kaydırılması ise oldukça olumludur. Şöyle ki: Beşinci sınıf müfredatındaki pek çok konuyu sınıf öğretmenleri vermekte zorlanmaktadır. Mesela beşinci sınıf matematik dersini, ancak, branşı matematik olan bir öğretmen anlatabilir. Müzik, görsel sanatlar, beden eğitimi, din kültürü ve ahlak bilgisi ve yabancı dil derslerini de branş öğretmenlerin verdiği düşünülürse, beşinci sınıfta sınıf öğretmeninin vereceği ders kalmamaktadır.
Önemli olan 4+4+4 lük sistemi en verimli şeklide dizayın edebilmektir. Ortaokul ve lisede gerçek bir yöneltme sağlanamazsa yeni sisteme geçmekle 1997 yılı öncesine dönmekten başka bir iş yapılmaz.
Yeni sistemde 5, 6,7 ve 8. sınıf eğer 1,2,3,4. sınıf ile aynı binayı kullanacaksa mevcut binaların iki-üç dersliği iş atölyesine veya laboratuara dönüştürülerek meslek derslerinin işlenmesine olanak nazırlanmış olur. Ancak bu şekilde eğitim yapılabilir.
Üniversitelerde eğitimin en kısa ve en kabul gören tanımı: ?Kişiye yaşantıları yoluyla davranış değişikliği kazandırmaktır.? Şeklinde öğretilmektedir. Yaşantıya uzanamayan eğitime eğitim denilmesi bile tartışılabilir?
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.