22 Kasım 2024
  • İstanbul16°C
  • Ankara16°C

34 YIL SONRA ERZURUM

Ümit Kahyaoğlu


Yıllık iznimin 4 gününü doğum yerim olan Erzurum’da geçirdim.
Her yıl olduğu gibi yine Şehzadeler şehri Amasya daydım.
Amasya’ya gelmeden önce Yerel Hayat Gazetesi imtiyaz sahibi Kubilay ÖZTÜRK ile Erzurum programı yaptık.
Kubilay Bey, Erzurumlu olan değerli bir dostum. 8 yıldır Erzurum’a gidemediğini söylüyordu.
Bende 34 yıldır Erzurum’a gitmemiştim.
Bu yaz gidelim diye sözleştik.
Erzurum’a vardığımda sabahın erken saatleriydi. Hava oldukça serindi. Saat 10.30’da Kubilay ÖZTÜRK ile buluştuk.
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün Palandöken’deki moteline yerleştikten sonra şehri gezmeye başladık.
Kubilay Bey’in üniversiteden arkadaşı, değerli dost, Erzurum Atatürk Üniversitesi öğretim üyesi Prof.Dr. Ümit Turgut ile öğle namazında Ulu Camii’de buluştuk.
Ulu Camii gerçekten mükemmel bir mabet. Selçuklu eseri olan bu güzelim ibadethane, Erzurum’a kol kanat germiş.
Yemek zamanı gelmişti. Ümit Hoca’dan bizi tanınmış malum cağ kebapçıya götürmesini istedik.
“Orası meşhur, marka olmuş ama, ben sizi başka bir yere götüreyim.” dedi.
Misafir evsahibine tabiidir. Teslim olduk.
İyiki de öyle yapmışız.
Kongre Caddesi’ndeki AKSU KAPI CAĞ KEBAP SALONU bu işin ehli.

Geçmişin lezzetini günümüze kadar taşımayı başarabilmişler.
Oradan Erzurum’un manevi önderlerinden, Efendimiz (S.A.V.)’in sahabelerinden Abdurrahman Gazi’nin makamına vardık. Erzurum, ayaklarımızın altında.
İsmi Erzurumla anılan şehre logosunu vermiş Çifte minareler, Lala Paşa Camii, Yakutiye Medresesi, Üç Kümbetler, Taş Mağazalar, Erzurum Kalesi ve daha onlarca tarihi camii ve mekan ziyaretlerimiz arasındaydı.
Erzurum’da bu kadar çok tarihi mekan olduğunu gelmeden önce bilemiyordum.
Yalnızca Selçuklu’dan ibaret sanıyordum tarihi. Ecdadımız Osmanlı’dan miras tarihi camileri ve mekanları görünce duygulandım ve çok da mutlu oldum.
Gözünü sevdiğim Osmanlı.
İki günümüz Erzurum merkezindeki tarihi mekanları ziyaretle geçti.
Eski adı Hasankale olan Pasinler’e de gittik. Babamın görevi dolayısıyla çocukluğumun 3-4 yılının geçtiği Hasankale. Halen 30 yıl öncesi gibi.
Son günü ise Tortum Şelalesi’ne ayırdık.
Şehir Merkezine 100 kilometre uzaklıkta olan dünyanın ikinci büyük şelalesini görmeye yine Prof.Dr. Ümit Turgut’la birlikte gittik.
Şelaleye varmadan Tortum Gölü; doğa harikası.

Tortum Şelalesi ise mutlaka görülmeli dedirten manzara arzediyor.
Tek parça kaya üzerinden düşen Niyagara’dan sonra dünyanın ikinci büyük şelalesi. Seyrine doyamadık.
Dört gün nedir ki. Göz açıp kapıyancaya kadar geçti.
Böyle güzel bir tatili yaşamama vesile olan başta Kubilay Öztürk’e, Sayın Prof.Dr.Ümit Turgut’a ve Yrd.Doç. Fehmi Odabaşoğlu’na sonsuz teşekkürlerimi arzediyorum.
Erzurum insanına has cömertliği, fedakarlığı, misafirperverliği ve alçak gönüllülüğü   tüm nezaketiyle gösterdiler.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.