2021 YILINDA EĞİTİM GÜNDEMİ
Talat Yavuz
04 Ocak 2021 Pazartesi 13:43
İçinde bulunduğumuz zorluklar ne kadar büyük olursa olsun, her yeni başlangıç geçmişe dair muhasebe yapmayı ve yeni umutları yeşertmemizi gerektiriyor. Bir umudun arkasından giderek hayata tutunmak, sabretmek ve çalışmaktan başka çaremiz yoktur.
Salgının hayatımızı etkilediği kadar bu zor günlerde gereksiz tartışmalar da insanlarımızı etkiliyor ve üzüyor.
Saklanmak istenen taciz ve tecavüz olayları, katilin aidiyetine bakılarak görmezlikten gelinen kadın cinayetleri, Türkçe Kuran okutulmasının ardından başörtülü hâkim tartışmaları ve geçen yılın felaketleri arasında gösterilen Ayasofya açılışı derken, sanki bir el toplum olarak çoktan aştığımız konulardaki hassasiyetlerimizi bilinçli bir şekilde kaşımaya başlamış görünüyor.
Ülkemizde asgari ücretle öğretmen maaşının kıyaslanarak tartışılmasına, belki de ilk defa şahit oluyoruz. Bu kıyas bile kendi başına bir vakıadır aslında. Oysa biz yıllardır, asgari ücretin altında ücretle çalışmak zorunda kalan ücretli öğretmenlerimizin sıkıntılarını dile getirirdik.
Ne kadar büyük zorluklarımız olsa da ülkemizde öğretmen maaşlarının bu düzeyde olmaması gerekir. Gerek ilave zam yaparak gerek vergi dilimini sabitleyerek bu tablonun değiştirilmesi hayati öneme sahiptir.
Buradan eğitim gündemine devam edecek olursak, eğitim gündemi de siyasetin gündemini aratmıyor. Bence eğitimde geçen yılın manşeti; kargaşa, belirsizlik, bir ileri iki geri uygulamalar ve sosyal medya algı yönetimlerinden ibarettir.
Salgının kısa süreceğini varsaydığımız için başından beri getirdiği zorluklarla baş edemiyor, sunduğu fırsatları da değerlendiremiyoruz. Haftalık ders sayılarından, müfredatın sadeleştirilmesine, sınavların kapsamından okul türlerine ve kademeler arasındaki geçiş sistemine kadar eğitimi zaten tartışıyorduk.
Şimdilerde bu derin konuları tartışamadığımız için, Maraş’tan dondurma, Çorum’dan leblebi siparişi vereceğimiz ilk ders gününün vaadi ile başlayıp, maske ve dezenfektan üretimine sarılıp, şimdilerde ise EBA tıklanma rekoru ile günü kurtarmaya çalışıyoruz.
Bu yılın, geçen yıldan farklı olması için bir şeyleri değiştirmemiz gerekiyor. Bugünlerde eğitimin gündemi yönetici atama yönetmeliği değil, Öğretmenlik Meslek Kanunu olmalıdır. Öğretmen, kamuoyunda çıkan bütün tartışmalardan büyük imaj kaybı ile çıkıyor.
Geldiğimiz bu aşamada; “Bu günlerde tükenmişlik yaşıyorum, mesleğimden soğudum, kendimi suçlu gibi, hırsız gibi hissediyorum. Yüz yüze eğitim yaptığımız günlere göre daha çok çalıştığımız halde, yatarak maaş alan bedavacılar konumuna sokulduk, değersizlik ve aşağılanma duygusuna kapıldım, bu durumu biz istemedik ki.” diyerek, içinde bulunduğu ruh halini anlatmaya çalışan öğretmenimizin en az sağlık çalışanlarımız kadar fark edilmeye ihtiyacı var.
2021 yılının da kayıp yıl olmaması için eğitimin gerçek gündemine dönmeliyiz. Eğitimde çok önemli kararların gerekçesi ve şekillendireni, sosyal medyada organize olmuş tepki grupları değil, sendikamızın yayınladığı Eğitime Bakış 2020 raporundaki gerçek bilgiler olmalıdır.
Yaşanan tıkanmışlık ancak köklü değişikliklerle aşılabilir. “Salgın bir şekilde biter, kayıpları telafi eder, eski düzenle yolumuza devam ederiz.” yaklaşımının işe yaramadığını zamanında fark edebilseydik, geçtiğimiz yaz tatilini köklü değişimler için değerlendirebilirdik.
Lise eğitiminin tamamen çöktüğünü, liselerde derslere katılımın yüzde beşlere düştüğünü, kontrolden çıkan sınav hazırlık kursları vs. ile salgından sonra bir enkazla karşılaşılacağı görüldüğünde, bugün yazdıklarımızın ne kadar önemli olduğu anlaşılacaktır.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi