2014 YILI EĞİTİMDE DEVRİM YILI

Bazen alınacak bir karar yılları, bazen de asırları ilgilendirir. Bu kararlar milyonları ve nesilleri etkiler. Bu kararlarda milletin yetkilendirdiği merciler ve yetkili kurullar önemli rol oynar.

Fatih Projesi gerçekte bir devrim niteliği taşır. Hem bütçesi, hem kapsadığı ve etkilediği kitle, hem işlevi bakımından çok önemlidir. Üzerinde bu konuda hassasiyetle durulmalıdır. X, Y ve Z nesli denilen son üç kuşağın sonuncusu için Fatih Projesi gerçekten bir devrimdir. Evinde, internet kafede arayıp da bulduğu şeyi çocuk okulunda neden bulmasın? İnternetin ve bilgisayarın bu kadar hayatımıza girdiği bir zamanda internet ve bilgisayar okullarda nasıl olmaz? Gerçi 2014 yılına has bir yenilik değildir bu. Millî Eğitimin Fatih Projesi ile öğrencilerin dimağlarına hitap edecek olması ve bilgiye daha hızlı ulaşması bakımından üzerinde durulması gereken önemli bir atılımdır

Millî Eğitime ayrılan bütçe diğer bütün Bakanlıklara veya Kurumlara ayrılan bütçeden daha büyüktür. Bu da gerçekte bir devrimdir.

Manevî değerlerin yozlaştığı bir çağdayız. Bunun da en önemli sebebi internet ve medyadır. Bu bakımdan internetle ve medya ile yapılacak her türlü manevî değerlerin eğitimi de bir devrimdir.

Kur’an-ı Kerim’in bütün okullarda seçmeli ders olarak okutulabilmesi, Temel Dinî Bilgilerin öğretilmesi, Peygamberimizin hayatının şuurlu biçimde öğrencilere aktarılması, onun örnek şahsiyeti ile öğrencilerin bütünleşmesi, Cennet ve Cehennemi bilerek helal ve haramın ne olduğunu bilerek bir gaye uğranda toplum ile bütünleşen nesillerin yetişmesi bir devrimdir. Okulların kaliteli bir eğitim seviyesine çıkmasıyla dershaneciliğe gerek kalınmaması, isteyen her öğrenci için kursların açılması bir devrimdir.

Bayan öğretmenler pantolon giyebilir mi diye başlayan tartışma ile kıyafetteki özgürlük bugün çocuklarımızın orta öğretimde serbestçe, ailesinin isteği veya iman duygusuyla başını örtebiliyor olması gerçekte bir devrimdir.

Bırakın Osmanlı arşivlerinin incelenmesinde yeterli bilim adamının olması, kendi mezar taşını okuyamayacak bir neslin ortaya çıkarak kendi değerlerine yabancılaştığı yetmiyormuş gibi bunlara savaş açmasının yerine değerlerini öğrenebilecek şekilde Osmanlıca derslerinin çocuklarımıza öğretilecek olması bir devrimdir.

Maneviyat bizi kurtaracak. Ruhumuzu doyuracak olan da maneviyattır. Asıl üzerinde durmamız gereken budur. Doğruluk, çalışkanlık, kendin olma, iman, Allah korkusu ve Peygamber sevgisi, tevazu, sevgi, saygı, kendinle barışık olma gibi saymakla bitiremeyeceğimiz bütün güzel hasletlerin yanında kendinden emin olunacak bir seviyeyi yakalamaktır eğitimde devrim.

Devletin halkla buluştuğu en önemli yerler; hastaneler, belediyeler ve okullardır. Buralarda devleti yönetenlerin temsilcileri devleti temsil ederler. Bu temsilciler devlet ve hükümet politikalarını halkla buluşturmak zorundadırlar. Eğer bu politikaları benimsemeyen yöneticiler varsa o kurumun başında bulunması sakıncalıdır ve kesinlikle doğru değildir. Bu nedenle okul müdürlerinin ve diğer yöneticilerin yeniden belirlenmesi ve buna Kanunla bir standart getirilmesi bir devrimdir. 2014 yılında bu minvalde çok önemli çalışmalar yapılmıştır.

Yeni Türkiye, büyük Türkiye ve güzel Türkiye yeni devrimlerle tanışmaya devam edecek.