15 TEMMUZ BÜYÜK TÜRK MİLLETİ'NİN KAHRAMANLIK DESTANININ ADIDIR
Bugün 15 Temmuz, FETÖ’cü alçakların milli iradeyi çiğneyerek vatanımızı Türk-İslam düşmanlarına peşkeş çekmeye yeltendiği o mel’un 15 Temmuz darbe girişiminin 5. yıldönümü.
15 Temmuz 2021 Perşembe 12:48
Harun Sekmen İstanbul
Bugün, Türk milletinin eşi benzeri görülmemiş bir kahramanlık örneği sergileyerek vatanımızı işgale açık hale getirmek ve milli iradeyi çiğnemek isteyen FETÖ’cü alçaklara unutamayacakları bir ders verdiği 15 Temmuz’un 5. yıl dönümü. Türkiye’nin darbeler ve darbecilerle hesaplaşması açısından kritik önem taşıyan 15 Temmuz günü, milletimiz atalarından miras kahramanlık destanının bir benzerini meydanlarda yine yazdı. Karanlık başlayan gecenin şafağında rahmet ışıkları ülkemizin üzerine düşerken, Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın etrafında kenetlenen milletimiz, aziz vatanımızın işgal edilemeyeceğini tüm dünyaya duyurdu. İstiklali için göğsünü siper eden millet, vatanı için 251 şehit verdi, 2 bin 194 kişi yaralanarak gazi oldu.
Erdoğan’ın kararlı duruşu planlarını bozdu
FETÖ’cü alçaklar, 15 Temmuz 2016 gecesinde milletin iradesini esir almaya çalıştı. Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla meydanları dolduran Türk milleti canı pahasına vatanını işgalden korudu. FETÖ’cü alçakların darbe teşebbüsünü duyar duymaz sokaklara inen milyonlar, postalların demokrasiyi hiçe saymasına izin vermedi. Kahraman komutan Ömer Halisdemir şehit olacağını bile bile darbecilerin lideri Semih Terzi’yi alnından vurarak, hain girişimin seyrini değiştirdi. Tarlasını ateşe verip, darbecileri durdurmaya çalışan isimsiz kahramanların olduğu gecede, Ankara Gölbaşı Özel Harekat, Emniyet Müdürlüğü, MİT, TBMM ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi gibi kritik noktalarda, tarihte görülmemiş bir direniş yaşandı.
23 bin 364 fetö’cü ihraç edildi
Üzerinden 5 yıl geçen 15 Temmuz’dan bu yana FETÖ davalarında binlerce hain için karar verildi. Şanlı Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) sızmış 23 bin 364 FETÖ’cü asker ordudan ihraç edildi. Devletin kılcal damarlarına kadar nüfuz etmiş alçaklar, Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlı duruşu sayesinde söküp atıldı.
Yeniden dirilişin adıdır
Direnişin yıl dönümünde Akit’e konuşan 15 Temmuz Gazileri Platformu Başkanı Erol Bulut, 15 Temmuz Gazisi Cebrail Öngüç ve Siyaset Bilimci Ercan Çifci, hainlere hiç bir zaman fırsat verilmemesi gerektiğini belirterek 15 Temmuz’un bir milletin dirilişinin adı olduğunu söyledi. 15 Temmuz Gazileri Platformu Başkanı Erol Bulut, “Karanlıkla başlayan gece aydınlıkla son buldu. Erdoğan’ın kararlı tavrı ve tutumu darbenin seyrini değiştirdi. Milletimizin Erdoğan’ın etrafında kenetlenmesi sonucu haçlı kuklası FETÖ’cü hainler akamete uğratıldı. ABD’den talimatı alan alçaklara bu millet müsaade etmedi. İradesini çiğnetmedi. Allah’ın da yardımıyla alçaklar derdest edildi. O gece şehit olmak maksadıyla sokaklardaydık. Şehadet mertebesi istemiştik. Gazilik nasip oldu. Yine olursa yine sokağa çıkarız” dedi.
Her zaman can vermeye hazırız
15 Temmuz Gazisi Cebrail Öngüç ise “Bu toprakları FETÖ’cü alçaklarla bırakmamak kararlılığıyla sokağa çıktık. Benim gibi milyonlarca insan dışardaydı. Hepsinde de aynı şuur vardı. Şehadet bilinciyle meydanlardaydım. Ankara Emniyetin önünde FETÖ’cülerin kurşunlarına hedef olduk. Devletimiz ve milletimiz için her zaman can vermeye hazırız. Allah darbecilere ve hainlere bir daha fırsat vermesin. Büyük bir kalabalık vardı. Milli iradeyi kimse çiğneyemez. En ufak teşebbüste bu defa şehit olmak için çıkarım” dedi.
Millet, ihanete dur dedi!
Siyaset Bilimci Ercan Çifci, “15 Temmuz 2016’da İslam ve Anadolu düşmanı FETÖ devleti işgal girişimine yeltendi. Başta ABD ve İsrail olmak üzere birçok emperyalist ülkeden destek alan FETÖ, Haçlı ordusu gibi ülkeyi kan gölüne çevirmek istedi. Ancak milletimiz şanlı bir duruş gerçekleştirerek bu ihanete dur dedi, işgali girişimini püskürttü. Camilerden selalar okunmaya başladığında 15 Temmuz destanı başlamış, Türkiye’nin bir gecede çökeceğini zanneden Batılı devletler korku ve endişe içinde köşelerine çekilmişti” dedi. Milletin darbecilerle hesaplaştığını kaydeden Çifci, “O gece sadece işgal girişimi püskürtülmedi milletin kafasında psikolojik bir hastalık haline gelen darbe sendromu da çöpe atıldı” ifadelerini kullandı.
Bu milletin ferdi olduğum için çok gurur duyuyorum
FETÖ’nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında İstanbul Tuzla'da rehin alınan arkadaşlarını kurtarmaya çalışırken ağır yaralanan 46 yaşındaki komiser Murat Ellibeş, o gece yaşanan ihaneti ve milletin ortaya koyduğu kahramanlığı unutamıyor.
Bitlis'in Ahlat ilçesinde görevini sürdüren Ellibeş, 15 Temmuz'da Tuzla Mehmetçik Vakfı'nda uygulama amiri olarak görev yaptığını, o gece Tuzla İlçe Emniyet Müdürlüğüne takviye olarak gitmelerinin istendiğini belirtti.
Beraberindeki arkadaşlarıyla Tuzla Emniyet Müdürlüğüne geçtiklerini aktaran Ellibeş, ilerleyen saatlerde vakıfta görevli 5 arkadaşlarının kendilerini arayarak askeri birliğin vakfa geldiği, ateş açıp etraflarını sardığı yönünde bilgi verdiğini söyledi.
Hain yüzbaşı beni ölüme terk etmek istedi
Bunun üzerine olay yerine intikal ettiklerini ifade eden Ellibeş, yaşananları şöyle anlattı: "Rehin olan 3 arkadaşımızdan 2'sinin ayağından vurulduğunu öğrendik. Askeri öğrenciye ‘sakin ol, elindeki tüfeği bırak’ derken geriye doğru düştüm. Arkadaşlarımın 'komiserimiz vuruldu' dediğini duydum. Orada kendimden geçtim. Hastaneye yetişmemem için hain yüzbaşı ekip aracının lastiğini patlatmış” dedi.
Tedavi sürecinin 7 ay sürdüğünü, saatlerce süren ameliyatlara girdiğini ancak hâlâ toparlanamadığını anlatan Ellibeş, son kontrollerinde karnında bir mermi parçasının kaldığını ve bunun için tekrar ameliyat olacağını söyledi.
15 Temmuz’daki kahramanlığın okullarda ders olarak anlatılması gerektiğini aktaran Ellibeş “Bir insan uçağa levye fırlatıyor, birileri tankın altına yatıyor. İnsanlar ateş eden askeri helikopterin üzerine yürüyor. Bu milletin ferdi olmaktan gurur duyuyorum" dedi.
Ben ayağa kalkamasam da devletim ayakta
FETÖ’nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Harbiye'deki TRT binasına giderken açılan ateş sonucu iki ayağına isabet eden kurşunlar ve şarapnel parçalarıyla yaralanan 52 yaşındaki Yaşar Parlak, geçirdiği birçok ameliyata rağmen yaşamını koltuk değneğine bağımlı sürdürüyor.
Darbe girişimini o dönem Başbakan olan Binali Yıldırım'ın televizyonlarda yaptığı "kalkışma" açıklamasıyla öğrendiğini belirten Parlak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "sokağa çıkın" çağrısının ardından kendisini sokağa attığını söyledi.
Vücuduma 28 şarapnel parçası saplandı
TRT binasının işgal edildiğini duyunca oraya gittiklerini aktaran Parlak, önlerine çıkan polis TOMA'sının kendilerini daha ileri gitmeme konusunda uyardığını belirterek, şöyle devam etti: "Biz 50 kişilik bir grupla ileri hareket ettik. Orduevinin önünde yaylım ateşine tutulduk. Vurulup yere düştüğüm noktada 49 kişi yaralandı, en önde 4 kişiydik ben hariç 3'ü şehit oldu. 28 şarapnel parçası vücuduma saplandı. 8 ay hastanede tedavi gördüm. 6 kez ameliyat oldum. Ömrüm boyunca iki bastonla hayatımı sürdüreceğim. Ben vatanımı kurtardım. Benim bayrağım hâlâ göklerde dalgalanıyor mu? Devletim ayakta mı? Gerisi hiç önemli değil. Bugün aynı şey olsun, yapmaya cesaret etsinler, 2 bastonla en öne geçemezsem namerdim" dedi.
Hiçbir milletin yapamayacağını yaptık! Başımız dik
FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki hain darbe girişiminde şehit olan İlhan Varank’ın ablası Ayşe Varank Arslantürk, 15 Temmuz hain darbe girişiminin beşinci yılında, aile olarak yaşadıklarını ve kardeşine olan özlemini anlattı.
"Şehit ablası olmanın gururunu yaşıyorum” diyen Arslantürk, şunları söyledi: “Bizim içimizde bir kin, nefret yok. Fakat herkeste bir teyakkuz hali var. Kimse şunu düşünmesin, 'Bunlar ailelerinden birini kaybetti, artık korkuyorlardır' Kesinlikle böyle bir durum yok. Yine 'Neredesiniz?' dense, çoluk, çocuk hepimiz yine sokakta oluruz ve vatanımızı müdafaa ederiz.”
Vatanımıza sahip çıktık
“Beş yılın sonunda şehit aileleri olarak başımız dik, gururluyuz. O gece vatanımıza sahip çıktık. O zamana kadar dünyada hiçbir ülke vatandaşının yapmadığı bir şeyi başardık ve dünyaya örnek olduk. Gencimiz, yaşlımız ve çocuğumuzun ne kadar cesur olduğunu ve vatan sevgisinin bizler için ne kadar önemli olduğunu gördük. Vatan sevgisinin ölüm korkusunun önüne geçtiğini gördük. 'Neredesin?' dendiği zaman Türk vatandaşının, 'Buradayım' diyerek sokağa çıktığını gördük. Bunun gururunu hâlâ yaşıyoruz. İlhan, aileye çok düşkündü. Bazen 'Bizi özlüyor mudur?' diye çok düşünüyorum. Orada beni karşılayacak birinin olduğunu biliyorum, kavuşacağımı biliyorum. Eksikliğini çok hissediyoruz.”
Bu şanlı direniş hiçbir zaman unutulmayacak
FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki ihaneti sırasında eşi ve çocuklarıyla Ankara’da bir restoranda yemek yiyen polis memuru Mustafa Kılıç, televizyonda darbe girişimiyle ilgili izlediği görüntülerin ardından ailesini eve bırakıp hızla emniyete geçti.
O gece Ankara Emniyet Müdürlüğünü savunan polis memurlarından olan Kılıç, tank ve helikopterlerden açılan ateşle büyük ölçüde zarar gören binada yaralandı.
Arkadaşlarının yardımıyla götürüldüğü hastanede tedavi gören Kılıç, darbecilere karşı direnmek için yeniden emniyete döndü. Sol dizindeki kıkırdağın parçalanması nedeniyle ayakta durmakta zorlanan Kılıç, yeniden hastaneye kaldırıldı.
Hastanede tedavisinin ardından bir süre sonra görevine dönen Kılıç, 2019 yılında emekli oldu.
Öndekiler şehit oluyor arkadakiler öne geçiyordu
Darbe gecesi yaşadıklarını unutamadığını dile getiren Kılıç, “Bomba yakınıma düştüğü için kulaklarım patlamış gibi hissettim. Dizimden ameliyat oldum. Dizimde kıkırdakların parçalandığı belirlendi. Uzun zaman ayakta kalamıyorum. Vatandaşlarımızın o gün polisin önüne geçerek silahlara karşı koşmasını unutamıyorum. Öndekiler şehit oluyor, arkadakiler onların önüne geçiyordu. Bu şanlı direniş tarih kitaplarındaki yerini alacak ve tarih boyunca hiç bir zaman unutulmayacaktır. Çocuklarımız, torunlarımız bu destanı okuyarak büyüyecek” dedi. KAYNAK:YENİAKİT
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.