26 Nisan 2024
  • İstanbul18°C
  • Ankara27°C

EĞİTİMDE MİLLÎLİK

Coşkun Otluoğlu

31 Ekim 2017 Salı 10:22

Batıya hâkim olan materyalist eğitimin temeli Hıristiyanlık, Yahudilik ve Ateizmdir. Dolayısıyla materyalist eğitim millî olamaz. Millî olmayan eğitim de milletin geleceğini inşa edemez.

            Türkiye’nin tarihteki görevinden hareketle gelecek nesillere ve hatta dünyanın geleceğine yön verebilecek bir eğitim politikası için millî ve maneviyatçı bir eğitim politikası kaçınılmazdır.

            Millîlikten anladığımız nedir?

            Millete ait her şey demek yeterli midir? Oysa dinî olan yani İslamî olan millîlikten söz ettiğimizde daha kapsamlı bir yaklaşım öne sürmüş olacağız.

            İslam’ın itikat yani inanç esaslarına ters düşen bir maneviyatçılıktan söz edilebilir mi? Maneviyatçı olmayan bir eğitim sistemi ne kadar millî olabilir?

            Bugün eğitim öğretim ortamlarında hem millî olan hem de maneviyatçı bir eğitim öğretim modeli özlenmektedir. Öğretmenlerin rol model olarak millî olanı hem yaşamaları hem de öğrencilerine bunları yaşatacak bir eğitim sistemi içinde olmaları gerekir.

            Müslümanlar olarak bizler; ahiret gününe, kaza ve kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine inanan bir topluluğuz. Bu inanç esaslarına göre bir eğitim yapmak zorundayız. Bunun karşısında duran temel düşünce ise materyalizmdir.

            Akıl ve iman bir insanda olduğu sürece hak ile batılı birbirinden ayırabilecek yollara başvurabilecektir. Hak ile batılı ayıramayan bir nesilden ümit beklemek yanılgı olur. Akıl ve iman, materyalist düşüncenin karşısında durur.

            Düşünce ve meseleler üzerinde kafa yoramayan bir nesil ilmî hedeflere ve bilgilere itibar etmeyecektir. Bugün en çok zorlandığımız hususların başında öğretmenlerin his ve sevgi meziyetlerini kullanamadıkları; öğrencilerine yaklaşırken bir rehber gibi yaklaşmamalarıdır.

            Dinin ve ahlâkın en güzelini öğretmenler yaşamalı ve böylece öğrencilerine örnek olmalıdırlar. İyi ile güzelin yaygınlaştırılması için eğitimde geliştirilmiş bütün yöntemler seferber edilmelidir.

            Kötü ile çirkinin karşısında ancak millî olan durabilir. Millî olan ayrıca batıl olan bir sistemin de karşısındadır.

            İrade ve isteği kaybolmuş milletler her daim güçlü iradelerin ve milletlerin karşısında maddî veya manevî yenilgiye uğratılmıştır. Millî olandan yola çıkılarak materyalist ve istilacı bir tavır gösteren batı değerlerinin karşısında durulması gerekir.

            Faydalı ile zararlıyı birbirinden ayıramayan bir nesil sağlıklı bir nesil değildir. Eğitimde millîlik öncelikle millete neyin zararlı veya neyin faydalı olduğunu kesin ölçüleriyle belirlemelidir. Eğitim ortamlarında bu ölçütler kesin kurallarla uygulanmalıdır.

            Adalet ve zulüm kavramları üzerinde düşünemeyen nesiller geleceğe sahip çıkamaz. Adaletin tesisi için hiçbir şeyden korkmamak, zulüm karşısında direnebilmek millî olmayı gerektirir. Materyalist eğitimde adalet ve zulüm kavramları batılı değerlerin çıkarına işlenmekte ve milletler bu doğrultuda sömürülmektedir.

            Materyalist eğitimde rol modeller Martin Luther ve Jan Kalvin gibi reformcu yabancılardır. Bunlar Hıristiyan din adamları veya benzerleridir. Yahudi veya sosyal bilimcilerden Emile Durkheim, Freud, Enstein gibi çocuklarımızın zihinlerinde parlatılan inkarcı ve ateist Kant, Hegel veya eski Yunan filozofları Herakles, Aristo, Sokrat gibi kişiler gösterilerek genç zihinlerin bilinç altlarına batılı gibi olunmak zerk edilmektedir.

            Gençlere gösterilen şudur: “Eğer gelişmek istiyorsan batılılar gibi olabilirsin. İlerlemek istiyorsan senin rol modellerin bunlardır. Eğer millî olursan geri kalırsın. Bak Arabistan, Ortadoğu, İslam ülkeleri nasıl geri kalmış.”

            Gerçekte bu, millî olanı bozmak için üretilmiş bir emperyalist projedir. Eğitimde millîlik bu projeyi reddeder. Bu nedenle kılık-kıyafet, folklorik unsurlar, adab-ı muaşeret kuralları, dinin toplumsal hayat ve millet üzerindeki önemi, millet olma şuuru, millî değerlerin tamamı eğitimde millîliği gerekli kılar.

            Batı tarafından üstü örtülen ve yok edilmeye çalışılan bütün millî unsurlar ve millî rol modellerimiz gençliğe tanıtılmalı ve eğitim öğretim ortamlarında millet şuuru kazanırken çocukların özgüvenleri tastamam oluşturulmalıdır.

            Muhtevası İslam olmayan materyalist bir eğitim bütün insanlığı bir uçuruma doğru sürüklemektedir. Bu nedenle eğitimde millîlik birinci meselemizdir.        

 

             

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.