25 Nisan 2024
  • İstanbul16°C
  • Ankara21°C

NASIL MUTLU OLURUM?

İlahiyatçı Hasan Demirci' nin "Nasıl mutlu olurum" sorusunun cevabını bulduğu yazısını büyük bir ilgiyle okuyacaksınız.

Nasıl mutlu olurum?

02 Aralık 2015 Çarşamba 13:27

NASIL MUTLU OLURUM?

Günümüzde birçoğumuz sabah uyandığımızda yine mi sabah oldu, stresli ve sıkıntılı bir gün bizi bekliyor diyerek mutsuz ve umutsuz bir şekilde yeni bir güne merhaba demek zorunda kalıyoruz. Güne mutlu başlamak için, iç dünyamızda huzuru bulabilmek, dertlerden uzak kalabilmek için ne yapmalıyım diye bir soru sormuşsak kendi kendimize aslında bu huzur ve mutluluğa açılan kapının eşiğine gelmişiz demektir. Her sorun kaynağı tespit edilebilirse çözülebilir. Kaynağı bilinmeyen bir sorunun çözümü de yok demektir. İşte bu noktada Nasıl Mutlu Olurum? Sorusunun cevabını bulmaya çalışalım.

Hz Ali efendimizin kendisine gelip sıkıntılarından dert yanan birisine; Sana "İki soru soracağım, cevabını verip dermanını bulacaksın dedi.
 -Sor Ya Ali dedi.
 -Dünyaya geldiğin zaman bu dert seninle birlikte mi dünyaya geldi?
 -Hayır.
 Hz Ali efendimiz;

-Dünyadan giderken bu dert seninle birlikte olacak mı?
-Hayır.
 Hz. Ali efendimiz son olarak şöyle buyurdu;
 -Seninle birlikte gelmeyen ve giderken de seninle birlikte olmayacak
 olan bir dert senin bu kadar zamanını almamalı Sabırlı ol, yeryüzündekilere çok ümit bağlamaktansa yüzünü Âlemlerin Rabbine çevir.

Yüzümüzü âlemlerin rabbine çevirdiğimiz gün içimize yığdığımız, bizi içten içe kemiren olumsuz düşüncelerden, ihtiraslardan, kin ve nefretlerden, hasetten ve her türlü dertlerden uzaklaşacağız demektir. İşte bu duygular bizleri huzursuzluğun, mutsuzluğun esiri haline getiriyor.

Asya’da maymun yakalamak için kullanılan bir çeşit tuzak vardır. Maymunun sadece eli açık olarak girebileceği genişlikte demir parmaklık arkasına içine tatlı yiyecek konulmuş Hindistan cevizi bırakılıp iple bir ağaca bağlanır. Maymun, tatlının kokusunu alır, yiyeceği almak için elini sokar ve yiyeceği kavrar, ama yiyecek elindeyken elini dışarı çıkarması olanaksızdır. Sıkıca yumruk yapılmış el, bu aralıktan dışarı çıkmaz. Avcılar geldiğinde, maymun kaçamaz. Aslında bu maymunu kaçmasını engelleyen hiçbir şey yoktur. Onu bu tuzağa sadece kendi hırsı, yiyeceğe olan bağımlılığı düşürmüştür. Aslında elinden yiyeceği bıraksa rahatlıkla elini çıkarıp oradan uzaklaşabilecektir. Bu dünya hayatında da bizi tuzağa düşüren, mutsuzluğa iten, huzurumuzu bozan şey de olumsuz düşüncelerimiz, dünyalık diye tabir edilen bitmek tükenmek bilmeyen arzularımız ve onlara karşı bağımlı hale gelişimizdir.

Bundan kurtulabilmenin yolu ise gönüllerimize ve vicdanlarımıza sirayet eden bu manevi kirleri, bu olumsuz düşünceleri bir kenara koymak, iç dünyamızı aydınlatıp gerçek huzuru ve mutluluğu yakalamamıza sebep olacak salih amellere sarılmaktır.

Cenab-ı Hak Kur’an-ı kerimde ; “Erkek veya kadın, mümin olarak kim iyi amel işlerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız. Ve mükâfatlarını, elbette yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz.” Buyurmaktadır.  (Nahl Suresi 97)

Bu ayeti kerimede ifade edilen “salih amel” genel anlamda Allah'ın emir ve yasaklarına riayet edilerek sürdürülen bir hayatın yapıtaşlarıdır. Özel olarak ise namaz kılmak, oruç, tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, yardım etmek gibi ibadetleri de içine alan güzel işler yapmaktır.

Bunları yapanlara ayeti kerimede ifade olunduğu üzere dünyada sıkıntısız, rahat ve çok güzel bir hayat müjdesi vardır. Bu kimseler hayatında gönül rahatlığını, mutlu ve huzurlu olmayı mutlaka başaracaklardır. Çünkü Allah cc ın vaadi haktır.

Mutluluk ve huzuru son model jeeplerde, deste deste paralarda, kat kat gayrı menkullerde, Dolarda, Altında ve Gümüşte arayanlar asla bulamayacaklardır. Çünkü bunlar bizim demir parmaklık arkasında yumruğumuz içine alıp asla bırakamadığımız ve bizi tuzağa düşüren fani şeylerdir. Bir anlık bir mutluluk sağlamış olsa bile uzun vadede bizim huzursuzluk kaynağımız haline gelmektedirler.

Dünya ve Ahirette gerçek huzuru ve mutluluğu yakalamak için iç dünyamızdaki kirlerden, kirli düşüncelerden öncelikle “Tövbe ve istiğfar” ederek uzaklaşmamız, Cenabı Hakka,  Kur’an’ı Kerim okuyup, ziyadesiyle düşünüp, onunla amel ederek, Hz Peygamber Sav’ın sünnetlerine de sıkıca bağlanarak yakınlaşmamız gerekir. Yüce rabbimden hepimiz için gönül rahatlığı, gerçek anlamda huzur ve mutlu olabilmeyi, Dünya ve Ahiret yurdunda kazananlardan olabilmeyi niyaz ediyorum. Selam ve Dua ile

Hasan DEMİRCİ

İlahiyatçı / Kastamonu  Daday Vaizi

hasandemirci1@hotmail.com@hasandemi

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.