17 Nisan 2024
  • İstanbul19°C
  • Ankara16°C

FAHRİ'LER KADRO İSTİYOR!

Sebahat Çakır

30 Nisan 2018 Pazartesi 09:29

''Sizin en hayırlınız, Kur'an-ı öğrenen ve öğretendir.'' (Buhari, Fedailu'l Kur'an 21) Hadis-i Şerifi'nin mucibince amel ederek, ömrünü Kur'an-ı Kerim öğretmeye adayan çok kıymetli hocalarımızın varlığı bizlere güven veriyor.

Bir müslümanın hayatta en önemli sorumluluğu olan Kelamullah'ı doğru okuması, okumayı bilmiyorsa öğrenmesi ancak bu hocalarımız sayesinde mümkündür.

Tarihimizde yaşanan tüm acı tecrübelere rağmen, Kur'an öğrenme ve öğretme konusunda toplum olarak gayret ve şevkimiz hiç kırılmadı elhamdülillah! Ve bu vazifeyi omuzlarında taşıyan çok kıymetli hocalarımız, bu görevi tabiri caizse bazen ''kelle koltukta'' icra ettiler. Ve bu günlere gelebildik çok şükür.

Birçok Kur'an Kursu ve camilerimizde yaz-kış, genç, yaşlı, çocuk her yaşta Kur'an talebelerine eğitim verilmektedir. Her ne kadar birtakım dernek ve vakıflarımızın gayretleri göz ardı edilmemekle beraber, asıl bu görevin yükü ve sorumluluğu Diyanet İşleri Başkanlığına aittir. Diyanet İşleri Başkanlığının çalışmaları ile yatılı-gündüzlü, hafızlık-yüzüne, kadın-erkek her yaştaki bireye Kur'an-ı Kerim tilavet ve talimleri en hassas bir şekilde öğretilmeye halen devam edilmektedir.

Bu alanda görevlendirilen hocaların, profesyonel kurul üyelerinin mülakat ve sınavlarıyla belirlenerek, bu ulvi görevin en liyakat sahibi hocalarımız ile yerine getirilmesine son derece ihtimam gösterilmektedir.

Diyanet İşlerinin 2017 faaliyet raporuna göre; 2017 yılında Türkiye genelinde 15 bin 91 Kur'an Kursu açıldı. Ve bu kurslarda 37 bin 617 öğretici görev yaptı. Aynı dönem Kur'an Kurslarında 870 bin 790 öğrenci eğitim aldı. 4-6 yaş gurubunda 87 bin 790 öğrenci, engelliler için açılan Kur'an Kurslarımızda 2 bin 680 öğrenci eğitim aldı. Ve bu Kur'an Kurslarında 8 bin 28 öğrenci Kur'an-ı Kerim'in tamamını ezberleyerek hafızlık belgesi almaya hak kazandı.

Cumhuriyetin ilk dönemleri olan 1925'li yıllarında Kur'an Kursu adıyla açılan 7 adet civarında Kur'an Kursu bulunmakta iken, şu an geldiğimiz durum takdire şayan gibi gözükse de, son yapılan istatistiklere göre Türkiye genelinde Kur' an okumasını bilenlerin sayısı yüzde 41 olarak tespit edilmiş. Yüzde 99'u müslüman olan bir ülkede halen yüzde 59 müslümanın kendisine indirilen Kur'an-ı Kerim'i okumasını bilmiyor olması bu ihtiyacın ne kadar elzem olduğu gerçeğini gözler önüne sermektedir.

Hafız-ı Kelam sayısındaki azalma da hayli dikkat çekicidir. Zira 8 yıllık zorunlu eğitim sürecini takip eden 2003'lü yıllar da dahi bu sayının daha yüksek olduğu dikkati çekiyor. 2003 yılı istatistiklerine göre hafızlık çalışan 5843'ü kız. 3595'i erkek olmak üzere toplamda 9438 öğrenci mevcuttur. Bu sayının artmak yerine azalma göstermesi kaygı verici olsa gerek. bu durumun sebepleri uzmanlarca araştırılıyor mu bilmiyoruz ama, kaliteli ve sürekli iş imkanı güvencesinin olmayışı en önemli sebeplerin başında geldiği aşikar. Kız hafız öğrenci sayısının, erkek öğrencilerden daha fazla olması; hafız olmak için dünyevi kazanç ve kariyer talebinden vazgeçme fedakarlığı anlamı da taşıyor olsa gerek.

Her ne kadar sosyal medyada ''Diyanet KPSS 50 puanla alım yapıyor'' haberlerine yer verilse de, işin gerçeği pekte öyle değil. KPSS puanı 80-85 ve üstü ve sözlü mülakat puanı 80-85 civarı olup üstelik hafız olmasına rağmen, 2018 şubat ayı 4/B sözleşmeli alımında açıkta kalan pek çok hocalarımızın mağduriyeti göz ardı edilemeyecek acı bir gerçek olarak ortadadır.

Bu mağduriyet, kişi mağduriyeti gibi gözükse de; gerçekte toplumun İslam adına yaşayacağı mahrumiyet anlamı içermektedir ki, bu durumda telafisi mümkün olamayacak hizmet sektelerine uğratma ihtimalini kaçınılmaz kılmaktadır.

Kur'an Kurslarında kadrolu olarak görev yapan çok değerli hocalarımızın olmasıyla beraber, bu sayının çok daha fazlası hocalarımız ''Geçici Öğretici'' adı altında dönemlik görevlendirme ile vazife almaktadır. Fakat alım şartları ve yaptıkları hizmet 4/B sözleşmeli personelle aynı olmasına rağmen mevsimlik işçi gibi geçici çalışmaktadırlar. Sigorta primleri tam yatmamakla beraber iş devam güvenceleri yok, üstelik aldıkları ücret, asgari ücretin epey altındadır.

Bu duruma dikkat çekerek geçtiğimiz günlerde bir açıklama yapan Sayın Diyanet Bir-Sen Genel Başkanı Hasan Türüt, seçim öncesinde Diyanette çalışan vekil ve geçici görelilere kadro verilmesini istedi ve şunları söyledi:

''Vekil imam hatipler ile Kur'an kurslarında çalışan geçici görevliler mağduriyet yaşamaktadır. Vekil İmam hatip ve Fahri Kur'an kursu öğreticileri görev süresi dolduğu zaman işlerine son veriliyor. Bu insanlar, aileleriyle birlikte mağdur ediliyor. Bunların görev süreleri dolduğunda işlerine son verilmeyerek yeni bir sözleşme yapmak suretiyle işlerine devam etmeleri sağlanmalıdır. Zira bunlar gerekli sınavlardan geçerek yeterliliğini ispatlamış, ayrıca hizmet verdiği görevle ilgili tecrübe edinmiş, üstelik asgari ücretin altında maaş alan, SGK'sı eksik yatan; bu haliyle de mağdur edilmekte olan görevlilerdir ki bunlara rağmen evine bir ekmek götürebilmek için bunlara katlanmaktadır.'' dedi.

Ve şunları ekledi: '' Hem vekiller hem de Kur'an kursunda çalışan geçici görevliler yıllardır karşılık beklemeden bir nefer gibi çalışıyorlar. Bunlar, kış mevsimin en ağır şartlarında ücra bölgelerde zor şartlar altında görev yapıyorlar. Halbuki bu görevliler milleti millet yapan değerleri yaşatan, ayakta tutan insanlardır. Bunlar. KPSS sınavlarında başarılı olmuş, yeterlilik sertifikalarını almış insanlardır. Kadrosuz çalışan bu görevli kardeşlerimiz, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun ilgili maddelerinde faydalanamıyorlar. Bu görevlilere hem emeklerinin karşılığı verilmeli, hem de son kez kadro hakkı

verilerek mağduriyetleri giderilmeli ve sevindirilmeli. Ve bu kardeşlerimiz zor şartlar altında yürütmeye çalıştıkları bu kutsal görevde devleti yanlarında görmek istiyorlar. Onların bu haklı mücadelesinde yanlarındayız.''

Bu sorunları kaleme alıp meramımızı dile getirebiliyor olmak bile diktatör bir rejimin aksine, halkının ve vatandaşlarının sorunlarına hassasiyetle yaklaşan yöneticilere sahip olduğumuz gerçeğinin bir ispatıdır. Bu hocalarımızın taleplerinin en kısa ve etkili bir şekilde memnuniyetle karşılayacakları bir sonuçla hallolacağı kanaatim mevcuttur. Rabbim, dinimize, devletimize milletimize zeval vermesin. İç ve dış düşmanlara fırsat vermesin.

Selam ve dua ile...

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.